evde yatıyordum. uykuya dalmak üzereydim. eşim koşarak " ... darbe oluyor darbe , kalk kalk" diye bağırdı. hemen televizyona kitlendim. hesaplarıma baktım herkes " darbeyse de s.çtık değilse de" tarzında şeyler paylaşıyordu.
ablam aradı,ağlıyordu "eniştemin başbakanın evinin önüne gittiğin" söyledi.
kendisi hamile olduğu için daha da hassastı haliyle. eniştem ona kartlarını, hesap numaralarını, şifrelerini falan tek tek bırakıp, vedalaşıp gitmiş.
o uyku sersemliğiyle algılayamadığım için uzunca vaktimi ablamı yatıştırmak için harcadım. sonra sokaktan sesler yükselmeye başlamıştı çoktan. eşim çıkıp gitmek istedi bırakmadım. korktum açıkçası. kimin nereye , niye gittiğini de anlayamadım . tekbirler, selalar, susmayan telefonlar.
bir yanda sevinenler bir yanda sinirlenenler, heyecanlananlar...
hayatta önem verdiğim nadir şey varsa o da insanın yaşama hakkı'dır.
açıkçası olayların nerelere gideceğini tahmin edemedim. meclisi bombalanırken gördüm. ölenlerin olduğunu duydum. trt 'de de spikerin rehin alınışını izledim, gözlerindeki korkuyu gördüm. iktidar yanlısı değilim ama o gece tabiki de halkı destekledim. bilanço çok ağırdı. çok çok ağırdı. özellikle gece yarısı uykularından kaldırılıp , öldürülen polis okulu öğrencilerine çok üzüldüm.