kimine göre yaşıyor olmak dahi iç burkan bir detay. belki yaşanmayınca çok parayalıcı, yüreğimizi yerden yere vuran detaylar değil bunlar görseli aktaramadığımız için. genelleme yaptığımız zaman üzülemiyor olduk artık bazı şeylere. atm kabinlerinde yatan insanları görüp hiç değilse tamamen açıkta değil dedik, tamamen açıkta olanını görüp evet soğuk oluyordur ama aşevi var hiç değilse aç değil dedik, aç ve açıkta olanını gördük ya bu yine iyi ya somalidekiler naapsın dedik. tabi bunlar görür görmez değilde, bir süre üzülüp bu acıları kaldıramayacağımızı anladığımız vakit kalbimizi savunma adına bulduğumuz çaresiz teselliler..
olay ilkokul 4 ve 5. sınıf öğrencilerinin bulunduğu bir sınıfta geçiyor. öğretmen çocuklara bilim çocuk dergisinin eki olan ilginç meyveler kartlarını dağıtmış incelettiriyor. konu sağlıklı beslenme, en sevdiğimiz meyvelere kadar geliyor. evet şimdi herkes en sevdiği meyveyi söylesin bakalım sorusuna cevapların çoğu çilek olarak geliyor. ama konu uzayınca kısa süre sonra anlaşılıyor ki bu çocukların hiçbiri çilek yememiş. çilek ve tvlerde gördükleri diğer pahalı meyveler.
+öğretmenim bu çilek ekşi mi tatlı mı babama yalvardım bir türlü aldıramadım...
-ben yemedim ama rüyamda yemiştim bi kere öğretmenim pek güzel değil sanırım...
bir de fakir bir öğrenciye kullanılmış ve ona uymayan bir giysiyi verirken üzüldüğümü farkedip "olsun öğretmenim bunu bulamayanlarda var, hem ne olacak azcık uzunsa, katlarım paçasını belime de takarım ipimi, düşmez de hem" diyerek minnacık boyuyla teselli edişi... vur öleyim orada.
tabi böyle anlatınca iç burkmaması normal. daha onca şey var, bünyeler alışkın.