ağlayamamak

entry271 galeri
    42.
  1. tanım: feci koyar adama.

    hz ebubekir der ki "ağladığım nice günler oldu , gün geldi, ağladığım günler için ağladım".
    sadi şirazi ise " ben doğduğum da herkes gülüyordu ben ağlıyordum. ben öldüğüm de ise herkes ağlıyordu , ben gülüyordum".

    bir şarkı , başka bir şarkı daha, kelimeler, süslü cümleler kurmak, için can atsa da, şu an tek gerçek olan elde ağlayamamanın verdiği acı.

    oysa , elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi, mahalle de arkadaşlarından dayak yiyip eve giden çocuk gibi masum ağlamak istersin .

    orta da ne büyük günahlar , ne vicdan muhasebesi vardır. anneler ilk eline aldıklarında bebeklerini , babalar kahve köşelerinde asker de oğlum dediklerindeki gibi o zevkle omutlulukla ağlamak .

    bir minübüs şoförünün , dinlediği o arabesk şarkıdaki en acı kelime düşer içine insanın bazen de bir hırsızın , lüks bir evin salonunda kala kalmışlığı korku içinde ,artık güneşin doğmayacağını ,gece den sabaha çıkamayacağını düşünürsün.

    yemyeşil ovalar da annelerine koşan kuzulurdan, çiftçinin yeşermiş buğdaylarından bir tanesi bile olmak istersin.

    buğulu camlara isim yazmak yine ,kimse görmesin diye tekrar silmek ,imzalar atmak o cama , o buğuya.

    bazen rüyalardan uyanınca insan , gerçek hangisi , diye düşünür.

    oysa sadece istediği huzurdur. elinde bir zeytin, bir hurma , iftar sofrasında ezanın okunmasını bekleyen çocuk gibi.

    içinden şarkılar , kelimeler geçer, en süslüsünden , en püslüsünden, hiçbiri yetmez ,o duyguyu anlatmaya .

    oysa gelinlik içinde son kez anne evinden çıkan o gelin ağlar , annesi ağlar, iki türlü bir mutluluk vardır ortada . iki tür bir hüzün.

    bilinen tek şey ,ağlayamamak . kötü koyar adama.
    3 ...