türkler öyle gönül rahatlığıyla müslüman olmuşlar, arapları o kadar canı gönülden kabul etmişlerdir ki 670'den itibaren arap saldırılarına karşı koyan horasan ve buhara türkleri karşısında emevi horasan valisi kuteybe semerkant'ı ele geçirmek için askerlerine her kesilen türk başı için 100 dirhem altın vaat etmek zorunda kalmıştır. altını duyan arabın cihat aşkı malum, zira emeviler zamanında türklere hazar civarında ve orta asya'da yapılan katliamlara bir bir anlatmaya kalksam, hepimizin atalarımızın arap elinden çektikleri için hıçkıra hıçkıra ağlamamız gerekir. bu yüzden sadece talkan katliamında, şehire giden 24 kilometrelik yolum ağaçlara asılmış tüklerin cesetleriyle dolu olduğunu hatırlatayım. şehirde elinin kılıç tutması nedeniyle kılıçtın geçirilen türkler ve cariye olarak alı konulan kadınlar da bu sayıya dahil değildir.
benim anlamadığım türklerin pek de isteyerek müslüman olmadıkları gerçeği kimi küçük ümmetçikleri neden bu kadar rahatsız eder. müslümansan müslümansın 1500 yıl öncede kalmış tarihi gerçekliklerdir sadece bütün bunlar. ya atalarına yapılan zulümlerden sonra müslümanlığa şimdiki kadar sıkı sıkıya bağlanamayacağından korkuyorsun ya da gerçeklikleri meşrebine yarar şekilde çarpıtmakta bir sakınca görmüyorsun. birincisi itikat noksanlığına işarettir diğeri ikiyüzlü bir ahlaksızlığa. kabul ediyorum ikisi de birbirinden kötü.
-
şimdi bunlara bir de türklerin tarihin bir döneminde müslüman emeviler ve ortodoks-hristiyan doğu roma'nın ikisinde de eşit ölçüde nefret ettikleri için museviliği seçtiklerini söylesem eyvahlara gelir miyim acaba. hem de anadolu türklerinin köken olarak en yakın ataları olarak bilinen batı göktürk hanedanı hazarlar'ın. öyleki yüzlerce yıl müslümanlığın kafkaslara girmemesi için bir fiil mücadele etmişlerdir. adamlar bunun için museviliği seçiliyorlar daha ne yapsınlar.
ikinci bir şok dalgası olarak selçuklu devleti'nin kurucusu selçuk bey'de bir dönem musevi hazar devletinin ordu komutanlığını yapmış olmasında, buna dikkat kendisi de musevidir. tarihin başka bir cilvesidir ki bir sinir anında hazar hakanı'nın başına bardak fırlatmayıp kendi bağlı boylarıyla beraber ülkeyi terketmeseydi selçuklu diye bir devlet olmayacak büyük ihtimalle biz de yarısı musevi, yarısı şaman az biraz da müslüman bir nüfusa sahip millet olacaktık.