"hepimiz mum ateşi önündeki üç kelebek gibiyiz
âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz
ilki ateşe yaklaşmış ve demiş: ben aşkı biliyorum, aşkı anlıyorum
ikincisi ateşin yakınında yavaşça kanat çırpmış ve demiş: aşkın ateşini biliyorum.
üçüncüsü kendini ateşin ta ortasına atmış
evet, evet, budur işte gerçek aşkın anlamı!
ey güneş gel çünkü
onun emriyle bütün evren raks ediyor
mutluluktan perişan ruhlar raks ediyor
kulağına nerede raks ettiklerini söyleyeceğim
havada ve çöldeki tüm zerreler
iyi bilin, onlar sanki bizim gibi deli divaneler
her bir zerre ister mutlu ister mahzun
nedenini sormadan güneş divanesi olmuşlar" *
"Ölüm" derlerdi, gecenin bu dakikalarına benzer Ve sonra gelecek olan sabah yeniden diriliştir, düğündür. (bazıları farkında olmasa da) herkesin yaşadığı/yaşayacağı bir hikayenin filmidir. Hep bu şiirle ve şu sahneyle aklımda kalmıştır: