artık yormaya başladı bu tip şeyler. devamlı tarihle bir hesaplaşma ama daha da önemlisi "oyalanma" üzerine yalandan bir hesaplaşma var sanki memlekette. bakın bunu, tüm samimiyetimle söylüyorum, akpci, muhalif, reisçi, ülkücü, liberal falan ağızdan söylemiyorum. geleceğinden kaygı duyan biri olarak, kıt aklımla söylüyorum.
biri yavuz der, bi taraf methiyeler düzer, bi taraf alevileri katletti der.
bi abdülhamit atılır ortaya. kimi meclise fotoğrafını asar, ötekiler ona söver.
şimdi de lozan. yok gizli maddeler, yok efendim ne gizli maddeleri.
aklımız bulana bulana, kavga döğüş... ikiye bölünür birbirimizle kapışırız.
tekrar edeyim kıt aklımla yazıyorum bunları. açıkçası, hem memleket hem de civarımız yangın yeriyken, çok samimi söylüyorum umrumda değil.
lozan barış ya da hezimet. umrumda değil. ne umrumda biliyor musun? 2023ü geçtim, biz memleket olarak yarına hazır mıyız?
yav hoca, hezimet olsa ne zafer olsa ne? biz yarına memleket olarak hazır mıyız? bence yavuzu, abdülhamiti, inönüyü şimdilik bi kenara bırakalım. nefeslendiğimiz an bilimsel argümanlarla toplumsal bir mutabakata varırız. yarın bizi ne bekliyor? enerjimizi bunlara harcamayalım derim kıt aklımla.