filozof denilen bilirkişi, büyücü ve bilumum geleceğe yönverme yetisine sahip insanlar tarafından, komünizm, kapitalizm, liberalizm, anarşizm gibi araçlarla hayatımıza sokulan zırvalıktır siyaset.
filozof denilen bilirkişi, büyücü ve bilumum geleceğe yönverme yetisine sahip insanlar siiyaset felsefesini, marksizim gibi nihilizm gibi yaklaşımları temellendirirken eminim ki kafalarında yatan tek düşünce:
''ulan öyle düşünce sistemleri geliştirelim ki bu anasınıs attımının insan nesli yüzbinlerce yıl sonrasında bile bu görüşler için kendilerini parçalayıp hayatlarını buna göre ister istemez şekillendirsinler''
ve nitekim öyle de olmuştur bu anasını sattımının filozoflarının kakasına, şimdilerde sağcılıktı solculuktu, demokrasiydi, haklı savaştı, haksız savaştı, laiklikti, insan haklarıydı.. işte bu kavramların bokuna sokakta insanlar ölmektedir. bilim denilen zırvalık da tıpkı siyasi ve sosyolojik bu yaklaşımlar gibi aslında insanların hayatını kolaylaştırmak için üretilmiştir hesapta. fakat atom bombasıydı, savaş teknolojisiydi, konvansiyonel silahlardı, petroldü, nükleer teknolojiydi internetti, youtubetu, sürekli sorun yaratmakta, bizim olan şeyler zamanla bize karşı gelmektedir.
bu entryye başlamadan önce konunun buralara geleceğini tahmin etmemiştim, keşke anarşizm başlığında olsaydınız şu an.
herneyse sevgili ipek böceklerim, işte bu ideolojiler, kavramlar, yaklaşımlar ve dünyanın her nasıl bir olasılık sonucu ya da adem ve havva sayesinde oluşumundan beri insan denilen o dünyanın hakimi olduğu varsayılan yaratığın beynini kemirmektedir. kimi dönemler kemirilen beyinler neticesinde kemirilen şey birilerinin demokrasi getirme dangalozluğu neticesinde kopan kollara yırtılan boğazlara joplar sokulan popişlere dönmektedir.
gördüğümüz üzere düzen adına gerçekleştirilen her girişim daha düzenliden ziyade daha vandal* bir yaşam getirmektedir bize. işte anarşizm görüşü tam da bu durumda ortaya çıkar. artık düzen oluşturmaya değil, düzen adına girişilen saçmalıklardan vaz geçip insanların birer seçmen, birer müşteri, birer tabaka, işçi sınıfı, egemen sınıf, emek arzı ya da talepçiden ziyade, insan, yalnızca insanlık kimlikleriyle, kendi benlikleriyle yaşayabilecekleri bir anarşizm için uğraşılmalıdır. burda anarşizmden kastettiğim herkesin elinde bir megafonve ben özgürüm diye haykırarak sokakları talan ettiği bir ortam değildir, yeni bir anarşizmdir, bir neoanarşizm, neo anarchy, bir reanarchy`dir.
şaka maka,yukarı doğru baktığımda fark etim ki ne güzel de kurtarmışım memleketleri. yakında su savaşları falan olacak diyorlar şimdiki petrol savaşları paralelinde. bu durum gerçekleştiğinde entrymi tekrar güncelleyeceğimi belirtir, buraya kadar bana sabrettiğiniz için teşekkür ederim.