kalan müzik

entry28 galeri
    16.
  1. hasan saltık ın sahibi olduğu iyi işler yapan bir şirket. ilk iş olarak grup yorum un albümünü yayınladı. sonra işler geliştikçe kaliteyi arttırdı; neşet ertaş, aşık veysel, muharrem ertaş, ahmet gazi ayhan, cengiz özhan, erkan oğur gibi sanatçıların telif haklarını adı ve albümlerini yayınladı. etnik müziğe yönelik çalışmalarıyla da yurt dışında çeşitli haberleri yayınlandı ve ödüller aldı. gülay, kardeş türküler, zeki müren'in en eski kayıtları, türk sinemasının gerçek ses albümleri, anadolunun ücra köşelerinde kalmış türkülerin derlemeleri vs... beğenmemek, bir kültür mmirası oluşturduğunu söylememek haksızlık olur.

    buraya kadar her şey güzel; fakat tmsf başkanı ahmet ertürk'ün :

    "aslında ben bir vatandaş olarak önce, tmsf başkanı olarak değil, o piyasanın nasıl çalıştığı konusunda bir şeffaflık ve hesap verebilirlik istiyorum. Bu piyasada bizim sahip olduğumuz medya varlıkları dolayısıyla ödediğimiz milyonlarca dolar paranın nereye gittiğinin hesabını bilmek istiyoruz. Sanatçı haklarını korumak adına ortaya çıkan bu birliklerin, bu derneklerin topladıkları paraların ne kadarının sanatçılara gittiğini öğrenmek istiyorum açıkçası. Ve sanatçıların da, kendi haklarını koruma iddiasıyla ortaya çıkan bu kuruluşlarla ilgili açıkça çıkıp konuşmalarını rica ediyorum." diye sorması üzerine mesam üyesi kalan müzik hasan saltık "telifler tüm dünyada geçerli oranlara göre toplanıyor" demiş
    fakat sanatçıya ayrılan belli miktarda payı açıklamayarak bir kez daha ıspatlamıştır o türkülerin hakkını hak sahibine vermeyerek sırtından geçindiklerini.

    gerçi çok dağınık oldu ama aşık mahzuni şerif le de ufak bir dolandırıcılık öyküsü vardır. vizontelede kullanılan işte gidiyorum çeşmi siyahım adlı mahzuni parçası için önce kalan müzikten hasan saltık arar; mahsuni nin oğlundan şarkıyı ister fiyat sorar, oğlu ali mahzuni yabancı değil diye fiyatı sen belirle der ve o dönem popüler sanatçı şarkılarına 50 bin dolar gibi bir fiyat ödenirken hasan saltık, 500 milyon fiyat vererek işi bağlar. sonralarda aşık mahzuni şerif in kendi sesini eklemek için 500 milyon daha öder ve 1 milyara türküyü kapamış olur. daha sonra bu fiyata aldığını 15 bin e vizontele ekibine satar. galaya katılan aşık mahzuni şerif film sonunda kendi adına teşekkür yazısı görmeyince şöyle der:

    "ben bu işe 11 yaşında irşat edilerek başladım. bana mahzuni adını veren pir beni 50 yıllık mahzuni etti. ömrüm nereye kadar yeter ben onu bilmem. ama ben onu haketmedim!"
    Yeniden içeri girer. Filmin geri kalan bölümünü seyredip çıkar, hasan saltık yanına geldiğinde; "sağol hasan. çok sağol" der ve gider. 2002 tarihinde ölümünden sonra ise oğlu ali mahzuni olay hakkında dava açıyor ve sanırım bu ufak doandırıcılık öyküsünde kabak film yapım şirketine patlıyor.

    velhasıl kelam tarihimiz kültürümüz iyi hoş ama iyi niyetlerle çıkılan yolda iş savunduğun adamları keklemeye kadar varabiliyor demekki.

    en son yaşanan "söyleyin orhan'a (orhan hakalmaz) bir daha bizim şirketimizin sanatçısı olan neşet ertaş'ın türkülerini okumasın. çünkü dünya görüşlerimiz uyuşmuyor; zahidemi sağcılar okuyamaz" çıkışının başrol karakteri bölücülüğe soyunan hasan saltık aynı neşet ertaş'ın şarkılarını davut güloğluna satmayı da iyi biliyor. paranın değil hırsının gözü körolsun.
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük