seni ilk görüşüm; doğan güneşe kısık gözle bakmak, kış günü üşümüş parmaklarla tutulan sıcacık çay bardağı gibi... ilk bakışmamız; bir bayram sabahı babadan alınan harçlık, o harçlıkla alınan mantar tabancasıyla sıkılan ilk mermi gibi... ilk konuşmamız; ölüm halinde yapılan elektroşok, hayata dönüldükten sonra alınan ilk nefes gibi... sana ilk dokunuşum; iftarda içilen ilk yudum su, iftar sonrası içilen sigaranın ilk fırtı gibi... seni ilk öpüşüm; tuttuğum takımın 90+3 te atılan galibiyet golü, iflasın eşiğindeyken çıkmış milli piyango ikramiyesi gibi... sana ilk sarılmam; bir bebeğin ilk ağlaması, arkadaşın çikolatasından alınan ilk ısırık gibi... seninle sevişmek; yüksek bir şelalenin dibinde çırılçıplak yıkanmak, ölüme gözü arkada gitmemek gibi...