-şişttt ramazan burada midye satamazsın, git tezgahını başka yere aç
-neden hocam.
-çünkü sen mardinli değilsin, izmirde sadece mardinliler midye satabilir, kaldır tezgahını.
-memleketlerimiz farklı olsada sınıfımız aynı be hocam, aynı sınıfın insanlarıyız biz.
-yerim lan senin sınıfını, tezgah olum sınıf mınıf, hepsi tezgah, neyse uzatma kaldır tezgahını buradan.
-başka yolu yok mu be hocam,ekmek parası kazanmam gerek.
-git nufus cüzdanının doğum yeri yazan kısmını değiştir, mardin yazdır öyle gel.
-yani tezgah mı yapayım
-evet, aynen öyle, tezgah yapacaksın, tezgahı yapana kadar buraya tezgahını açma bir daha. entel midyeci seni.
herşey tezgah, kafamızda kırılan joplar, soluduğumuz gaz, katledilen yakılan bedenler hepsi tezgah. bunların hepsi entellektüel olma çabasındaki yurdum insanının ortaya atmış olduğu tarihi, sosyolojik ve felsefi hiçbir alt yapısı olmayan, hayal ürünü sanrılar!! tosuncukların vatan, millet, sakarya şeytan üçgeninde sıkışmış kalmış yaşamlarının ürünü olan 5 kelimelik terminolojilerle genel bir türkiye tasarımı yapabilme absürdlüklerini görmenin bir yanılsama olmasını çok isterdimde, malesef bu bir yanılsama değil, bu kanlı ve canlı birebir bir gerçeklik , tarihlerinde ki sayısız katliamları varedende işte bu tasarımın beslenmiş olduğu o yoz paradigma.
herşey tezgah, tıpkı tanrının kendisi gibi.
dünyaya gel, insan başlasın
tanrıyı bul,korku başlasın
ağalık beylik bir bir başlasın
bin yıl on bin yıl, bunca emek bunca yıl
korun bitirsin, süleyman başlasın
sen ki dünyayı cennete çevirdin
dünyaya hükmün başlasın.
ben tanrının solcu bir entellektüel olduğundan şüpheleniyorum... alın tosuncuklar içinde kıvır kıvır kıvranacağınız bir ironi sizlere, 68 mayısında pariste duvarlarada yazmıştık...