fokların anasını diken kanadalılar.
bufaloların soyunu kurutan amerikalılar.
boğaların kanıyla zevklenen ispanyollar..(bugün hürriyetteydi. gidin bakın. kepçeyle nasıl eziliyor hayvan)
domuzların başına şiş sokarak öldüren tüm avrupalılar.
bütün memelilerin yarraklarını kesip zengin porsiyonlarına meze yapan çinliler... ne kadar insansa en az o kadar insandır.
tek farkla: kurbanda kesilen hayvanın etınden 1 yıldır et kokusu almamış çocuklar nasiplenir. hacdaki milyonlarca kurban da afrikaya, açlıktan geberen insanlara verilir.
burdan vinçle ayağından asılan, bacaklarına bıçak atılan ve türlü eziyetlere maruz kalan hayvanlara oh olsun demişiz gibi bir anlam çıkaran süzme dallamadır.
kısaca, bu eziyetlere kurban adı altında vize verdiğimiz anlaşılmasın. gayet açık ve net: bu hayvanlara kurban diye bu eziyetleri yapanlar insan olamaz.*
sonra karşıma geçip de "ahhaaa adama bak katliamı savunuyor" falan derseniz sizi lafı ve olayları göt penceresinden gören bir borazan olarak tescillerim.