Biz insan kaynağını değerlendirirken politik argümanlar üzerinden hareket ediyoruz. Her ilde en az bir üniversite olsun her lise öğrencisi gerekirse parası ile de olsa diploma alsın derdindeyiz. Üniversiteleri bacasız sanayi gibi görüyoruz.
Bu nedenle temel bilim üretme kaygımız yok. Sosyal bilimlere geldiğimizde durum daha da karışık bir hal alıyor. Tarihi ideolojik bir bakış açısı ile ele alarak yeni yetişen kuşaklara kendi tarih anlayışımızı benimsetmeye çalışıyoruz. Bahsi geçen kişiye itibar eden kişiler tarih perspektifinden değil ideoloji üzerinden hareket ediyorlar. Bu alana yönelen kendi seçtikleri kum havuzunda kumdan kaleler yapanlar için başlıkta geçen durum söz konusu degil.
Bir yalanı ne kadar çok tekrar ederseniz sonunda insanların ona inanması kaçınılmaz oluyor. Hitlerden bize kalan miraslardan biri de bu.
