solun değişimini analiz ederken ve sol anlayışın bugün nerden nereye geldiğini tarihsel süreç içinde değerlendirirken bunun doğru ya da yanlış olduğunu belirtmek kişisel görüş olacağından kişinin objektif bi şekilde değerlendirme yapmasına engeldir. şu an dünya'da ve türkiye'de sol'un daha doğrusu sol'un görünen yüzünün geçirdiği evrim tarafımdan da kesinlikle tasvip görmemekte ve komünizm ve anarşizm gibi gerçek manada ki solun adını lekeleyen oluşumlar olarak görülmektedir, lakin işin içine bunu kattığınız zaman bu subjektif tanıma girer.
bunu açıklığa kavuşturduktan sonra devam edecek olursak, paris komünü hata olarak değerlendirilecek uygulamalar dahi yapmasına fırsat vermeden beşiğinde boğulan bir bebektir, bu yüzden elbette ki eleştrilmez, çünkü eleştrilecek, ders çıkartılacak yanlışlar yapmasına, büyüyüp, gelişmesine fransa burjuvası tarafından fırsat dahi verilmemiştir. ancak rusya önderliğinde gelişen doğu avrupa'da uygulanan sosyalizm ise paris komümüne kıyasla görece çok daha uzun hayat bulabilmiş bir oluşumdur.
saldırı olarak değerlendirilen eleştrilere dönecek olursak, sovyet rusya önderliğinde ortaya çıkan sosyalist pratik bugün ister anarşist olsun ister komünist olsun dünya'da ki tüm solcuların fiili babası diyebileceğimiz bir oluşum, bu yüzden nasıl bir evlat babasının hatalarını görmek istemez, onun yanlışlarını kabul etmeyi kendine yediremez, bunu gurur meselesi yaparsa(hele bir de baba vefat etmişse) bolşevik devrim'le gelişen sosyalist pratiğin de eleştirilmesi günümüz sol görüşe inananlar için o derece zordur, bu noktada eleştirenler de hayin evlat damgası yerler genelde tutkulu savunucular tarafından. bu yalnızca solu eleştirirken karşımıza çıkmaz, yakın türkiye tarihi ve son dönem osmanlı tarihi de değerlendirirken cumhuriyetin ilk yıllarını ve mustafa kemal'i eleştirmek, yanlışlarını ortaya koymak da aynı derecede hayinliktir o döneme sıkı sıkıya sarılanlar için. halbuki eleştri ve geçmişten ders çıkartmak daha iyi bir gelecek ve aynı hataların tekrarlanmaması için son derece gereklidir. tabu addedilen dönem, kişi ve kurumları eleştirmek onların yaptığı ve doğru olan yöntemleri de gölgelemez, güneşin balçıkla sıvanamayacağı gibi, sadece yapılan herşeyin doğru olduğu kabulünün yanlışlığına dikkat çekmekdir amaçlanan. bu arada eleştrilen düşünceler değil onların uygulanış biçimi ve uygulayan aktivistlerdir belirtmek gerekir ki, sosyalizme bir saldırı yoktur, tam tersine sosyalizmin gerçek manada anlaşılmamasına ve günümüzde ona neden uzak durulduğuna eleştri getirilmektedir.
tarihi yazan egemen sınıflarla benzer söylemlerde bulunmak onların etkisinde kalmak demek değildir, yukarıda ki girdimde de belirttiğim gibi, eleştriler benzer olabilir, hatta emperyalist basının aşırı şişirmesi yadsınamaz bu dönemler incelenirken ancak burda amaçtır önemli olan, egemen sınıfın yani burjuvanın yanlı tarihi ile sosyalizmi ve komünizmi yıpratmaktır amaçlanan, sol görüş içindekiler içinse daha iyi bir solun yaratılabilmesi için nelerin yapılmaması gerektiğine dikkat çekmek. yani tekrar etmek gerekirse, batının şişirmesi vardır ama bu demek değildir ki hiçbirşey olmamıştır, herşey güllük gülistanlıktır varşova paktı'nda. ( (bkz: prag baharı) (bkz: macaristan işgali))
şu an dünya solu, daha doğrusu solun görünen yüzü gerçek soldan son derece sapmış ve ne istediğini bilmez durumda, kitlelerin desteğinden son derece yoksun, ancak bunun nedenini sadece onlarda aramak, bütün suçu onlara yüklemek hatadır.