bilirsiniz kesin gelecektir o konsere, kesin gelmiştir, ama o kalabalıkta birbirinizi görmeniz nasılsa mümkün değildir, biraz sıkıntılısınızdır, ama yine de kafanız rahattır. üzerinden çok zaman da geçmiş olsa ne sizin , ne de onun yeni bir sevgilisi vardır ve siz aslında çok da emin değilsinizdir onu unutabildiğinizden. onunla yarım kalmış şeylerin acısı gelip otururken yüreğinize zaman zaman, tam da o anda şimdi o konsere beraber gelmiş olma ihtimali düşüverir aklınıza. sizin şarkılarınızdan biri de vardır grubun şarkılarının içinde, hani ipod'unuzda denk geldiğinde tereddüt etmeden atladığınız, ya da soğukkanlılıkla sözlerine yoğunlaşmadan ruhsuzca dinlediğiniz. o da çalacak mı diye düşünürsünüz. çaldığında ne hissederim acaba dersiniz. sonra yerde çimlere güzelce oturmuş, dizlerinizi karnınıza çekip ellerinizi üzerinde bağlamışken, eşlik ederken şarkılara, önünüzdeki bira standının sırasında birini görürsünüz o kalabalıkta, suratı diğer bütün suratlardan farklı, geçip gitseydi ya hay aksi, durur bir de dakikalarca önünüzde sırada. yanına gitmek istersiniz, hayır olmaz çünkü bilirsiniz ki sizinle konuşmak ona çok acı veriyordur, ağzından duymuşsunudur bunu, son bir kez bencil olmaz ve içinize sıkışan bütün hislere rağmen gitmezsiniz yanına. kafanızı biraz geri çekip karanlığa gömülürsünüz ki tesadüfen görüvermesin sizi, kaçmasın tadı, oysa gözyaşlarınız akarken bilirsiniz ki o da en az bir kere geçirmiştir aklından sizinle olma ihtimalini o gün o yerde. sıra ilerler, gözyaşları akar, eski sevgili izlenir, yürek paramparça olur, ne yanına gidilebilir, ne kafa başka tarafa çevrilebilir, akıldan onunla ilgili ne kadar güzel şey varsa geçiverir, karar verdim sandığınız tüm kararsızlıklar bir anda yoksa? ile başlayan cümleler halinde aklınızda beliriverir, sıra ilerler, gözyaşları akar, biralar alınır, ve eski sevgili kalabalığa karışır...