Hatanı anladım ben senin. Gerçekten şu hayatta zevk aldığın hiçbir şey yok. Ölmek uyumakla eşdeğer senin için, uyanmak dirilmekle eşdeğer. Emanet bir bedende yaşıyoruz, ben senin yaptığın her hareketi, her şeyi; her şeyi biliyorum ve haberim var. Sadece müdahale edemiyorum. ilacı vücuduna zerk edene kadar felçli gibiydim. Ezo'dan bir farkım yoktu, bedeninde öylece bekliyordum. Bunun ne demek olduğunu bilemezsin.
Emre'yi öldürdüm çünkü hak etmişti, benim yasalar umrumda değil, genç bir kızın masum gözyaşlarını dökmeye hiç kimsenin hakkı yok. Elimden bir şey gelmediği için kırık kalplerle dolaşan insanları düşündükçe ben öfkeyle doluyorum.
Hepimiz öleceğiz, hepimiz öleceğiz, bugün olmasa yarın toprağa gireceğiz. Kozmolojik ölçekte hiçbir anlamımız yok. insan denen varlık o kadar kibirli ki bir gün daha fazla yaşayabilmek için yapmayacağı hiçbir şey yok.
Bu çocuğun ölmesinin tek bir sebebi var: kendi hayatının herkesten daha değerli olduğunu zannetmesi. Kimsenin hayatı o kadar değerli değil. ne ben, ne sen, ne o şarapçı adam…
Bir hastalığa ilaç bulunca insanlık ilerliyor zannediyoruz. iyi bir roman yazınca teknolojide devrim yapınca ülkülerimize bir adım daha yaklaştığımızı zannediyoruz, buna inanıyoruz.
Tek istediğim bu bedeni riyakarlıklardan kurtarmak. Bu çocuğun cesedini görmeni istedim çünkü mana aradığın dünyanın aslında ne kadar basit olduğunu anlamanı istedim. gördüğün gibi bir manamız yok. Doğduğundan itibaren bedenine hapsolmuş biri olarak seni taktir ettiğim tek bir şey var; ürememiş olman. Ölüm tek hakikat. Bazı geceler yatağa girdiğinde uykunu kaçıracak kadar bunu düşündüğünü biliyorum.
Murat'ım şu anda ben içinde bir yerlerdeyim. Neler düşündüğünden, her şeyden haberim var. bazen kendine bile itiraf etmekten çekindiğin düşüncelerin oluyor; öyle şeyler düşünüyorsun ki tiksiniyorsun kendinden. Tabii ki bunların ne olduğunu biliyorum ve bu ikimizin arasında kalacak hiç kimseye bahsetmeyeceğim. Ama bir şey itiraf etmenin vakti geldi; bana dönüşmekten büyük keyif alıyorsun. Kendini bu düşünceden uzaklaştırmak istiyorsun; ben de diyorum ki sana boşver, bırak gitsin.
Bak şu suratları görüyor musun? her gün oturup kalktığın insanların bunlardan bir farkı yok, hepimiz biraz emojiye dönüştük, hissetmeden yaşıyoruz. Artık gerçek bir şeyler yapmanın zamanı geldi, bunu biz yapacağız. biz uyanacağız. Riyakarlıktan kurtulacağız, zayıflara karşı kibrimizi toprağa gömeceğiz, samimiyetsiz davranışların kemiklerini kıracağız, yobaz zihinleri aydınlıklara boğacağız, ikiyüzlüleri iki yüz parçaya böleceğiz; Ezo uyanmadan Murat'ım, biz uyanacağız.