Mümin-ilhan, Necdet- Kamuran, ismail, Nuri- Nihat, Vahap, Fethi, B.Burhan, Ender. Ne takimdi o Eskişehirspor ama. Mümin'in yedeği Taşkındı. Necdet kansere yakalanıp, herkesi acılar içinde bırakarak aramızdan ayrılınca, yerini Faik almıştı. ilhanın yerini de Abdurrahman. Hani, dramatik bir sonla yaşamını noktalayan Abdurrahman. Sonra, Ayhan, Halil, K.Burhan vardı. Bir de orkestra şefleri : Amigo Orhan..
O Amigo Orhanı tarif etmeye, satırlara yansıtmaya olanak yok. 34 yıl Berlin Filarmoni Orkestrasını yöneten büyük şef Her bert Von Carajan neyse, Orhan da oydu.. Orkestra mi yönetiyor, tezahürat mi yaptırıyor, anlayamazdınız. Tribünde, akortsuz mırıltı bile olmazdı. Binlerce sesi notalarla yönetişi, ona yön verisi, tam bir sanat şaheseriydi. Onun yaratıcılığına, bugüne dek futbol sahalarında kimse erişemedi. Çünkü o, bir amigo değil, büyük bir sanatkardı.
Çöküş başlıyor
Ne var ki, kötü yönetimler, hesapsız harcamalar, ilgisizlik ve is adamlarının desteğini çekmesiyle, Eskişehirspor yavaş yavaş sahneden silinmeye başladı. O muhteşem onbir ve efsanevi amigo, masallara meze olarak, kayıplara karıştı.. Anadolu Yıldızının yıldızı söndü.. Türkiye 1.Ligi'nde fırtına gibi esen kırmızı şimşekler, sonu belirsiz bir yolculuğa doğru hızla kürek çekiyordu artik.. 3.Lig'e kadar düştü. Uzun yılların ardından kıs uykusundan uyandı, söyle bir silkindi.. iki küme atladı ve 1.Lig'i yeniden yakaladı. Ancak, dişli bir kez yalama olmuş, ölçü tutturulamıyordu. Tekrar 2.Lig'e indi kırmızı-siyahlılar. Simdi de grup sonuncusu olarak, eskiden tanıştığı 3.Lig'e ışık yakıyor.
O stat konuşabilseydi
Keşke, o Atatürk Stadının sesi olsaydı da konuşabilseydi.. Sizlere, bestekar, sanatçı ve orkestra şefi Amigo Orhanı anlatabilseydi. Fethi-Nihat-Ender, filelere gönder diye nasıl bağırıldığını, Es Es Es- Ki Ki Ki- Eski Eski Es sloganının nasıl yaratıldığını da.. Fethi'nin gollerini, Nihatın Ender'in kıvraklığını, Burhanların, Vahap'in, Kamuranın ustalığını, ismail, ilhan, Nuri, Necdet, Abdurrahman'in cengaverliğini.Hey gidi Eskişehir Atatürk Stadı, beni duyuyor musun? Anlat onlara, anlatabilirsen.. O futbolcular bilsinler, kimlerin formasını giydiklerini.. O yöneticiler bilsinler, hangi kulübü yönettiklerini.. Ve o şehrin zenginleri, sanayicileri bilsinler, ceplerindeki akrebin nelere mal olduğunu..
Bağır, de ki onlara, Bir zamanlar, esmiş, gürlemiş, çakmış bir takıma ev sahipliği yapmıştım.. Ben bir yıldız, bir as idim.. Kimse, ben izin vermeden çimlerimin tamamına ayak basma özgürlüğüne sahip değildi.. Simdi, isteyen cirit atıyor. Beni bu duruma sizler düşürdünüz Ne yazık ki, bunları hiçbir zaman söyleyemeyecek.. Ayni, Romalı filozof ve devlet adamı Senecanın dediği gibi: Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir