Bir Eskişehirspor vardı ki.
;Simdi de var; diyeceksiniz. Ama öylesi değil. O Eskişehirspor;u sevenler bilir. Yasayanlar anlatır ancak.
;Es Es Es Ki Ki Kırmızı Simsek Hey Hey Hey; diye bir başladı mıydı tribünler. O ses, Eskişehir;den tüm Türkiyeye yayılırdı Anadolunun sesi olarak. Anadolu futbolunun ilk parlayan güneşiydi Eskişehirspor. Aziz Bolel, Aydın Begiter ve daha nice büyük dostları Eskişehirspor sayesinde tanıdık. Öyle güçlüydü ki Eskişehirspor, bir ara Türk futbolunun kalbi Eskişehirde atar olmuştu. Fethisiyle, Nihatıyla bir ver-kaça girdiler miydi? Sonu goldü. Daha sonraki yıllarda Ender de katılınca, zafer çağrısı tamamlanmıştı. Fethi Nihat Ender. Filelere gönder.
Fethisi, Nihatı, Kamuranı, ismaili efendi futbolculardı. Kültürlü, kafalı, terbiyeli insanlar takimiydi Eskişehirspor. Liglere renk getiren takimdi. Bir Amigo Orhanı vardı ki.
Beyefendi Amigo tipinin en büyük sembolüydü. Gerçek bir orkestra şefi gibiydi. Çıkardı sahanın ortasına. Bale yaparcasına zarif hareketlerle stajdaki binlerce insani coştururdu. Kucağında bebesiyle maça gelirdi Eskişehirli anneler. Ak saçlı nineler, aksakallı dedeler görülürdü tribünler. Ve Amigo Orhan küfür ettirmezdi, sövdürmezdi. Tatlı tatlı takimini coşturmanın sırrına erişmişti çünkü. O Eskişehirspor bir dönemdi Türk futbolunda. Futbolcusuyla, futboluyla, taraftarıyla, amigosuyla, yöneticisiyle, coşkusuyla ve rengiyle.