EMRE Kongar ile Mehmet Barlas arasındaki kimya tutmuştu...
Aradaki keskin ideolojik farka rağmen...
iki taraf da 'öldürücü yumruk' peşinde değildi...
Konvansiyonel bir anlaşma vardı sanki aralarında...
Emre Hoca'nın 'Yapmayın Sayın Barlas!' diye serzenişte bulunması, Mehmet Barlas'ın bu tür serzenişleri muzip bir gülümsemeyle ya da heybesinde taşıdığı bin iki yüz elli fıkradan biriyle geçiştirmesi falan...
Ölümüne bir mücadele değildi bu... Hafif yumruklarla rakibin yoklandığı, bunun ötesine geçilmediği bir karşılaşma... Leblebi çekirdek gibi bir şey...
O kadar ki...
'Yoksa muvazaa mı var?' sorusunu bile sorduruyordu...
Ama ne zaman ki Cengiz Çandar adlı yiğit çıktı Kongar'ın karşısına...
Konvansiyon falan kalmadı...
Ne Çandar'ın alttan almaya niyeti vardı, ne de Kongar'ın da geri adım atmaya...
Nezaket elden bırakılmıyordu ama her iki tarafta da "ölümüne" girişiyordu...
iki taraftan birinin 'Pes' etmesine dayalı bir gladyatör dövüşüydü karşımızdaki...
'Şimdi girişecekler birbirlerine' falan diye acayip gergin bir şekilde izliyorduk...
Çandar öyle bir yükleniyordu ki rakibine...
Rakip, ancak, 'Evet, ben bir darbeciyim... Bırak beni... Pes ediyorum' derse kurtulacaktı...
Ama rakip bırakın 'Ben bir darbeciyim' diyerek pes etmeyi, 'Utanmadan herkese çamur atıyorsun' diye çıldırtıcı bir direniş sergiliyordu...
Üstelik 'kimya' da tutmamıştı...
Duyduk ki NTV, neredeyse 'Dövüş Kulübü' havasına bürünecek bu entel boks karşılaşmasını tatil etmiş...
Bence bu çok yerinde bir karar...
Hem iki tarafın can güvenliği, hem de seyircinin ruh sağlığı açısından
--spoiler--