pis bir duygu. size kendini adamıştır kızın biri, öyle diyordur yani sana kestim biletimi, yeni bir sayfa açtım senle vesaire büyük laflar ediyordur; sende erkek bir birey olarak yaşadığın geçmişteki onca yaralara, güvensizliklere rağmen size ettiği sözlere kanıp o kıza tam güvendim dersin. işte laf arasında beraberken açtırırsın facebook mesajlarını buna mesaj atmış erkekleri görürsün. çoğuna cevap vermemiştir buraya kadar güzel ama bir tanesine cevap vermiştir. o cevap verdiği ise kendisine hafiften aşık olan başka şehirden arkadaşının biridir. arkadaşlık isteği de atmış ama kız kabul etmemiş sadece mesajlarına sanırım nezaketen kısa cevaplar vermiş kendi dediğine göre. işte nereden tutsan elinde kalıyor arkadaş. engelle desen kötü sen oluyorsun ortada pek bir şey yok çünkü, mesajına cevap vermese de kötü kendi olacak. geniş olmaya çalışırsın ama olmaz. ama bu aşırı kıskançlık ve baskıda karşıdakini yıpratır. ama kendine hakim olamazsan benim gibi, yakıp yıkarsın.
benim böyle konularda aklıma gelen bir söz var kendimi rahatlatmak için. daha doğrusu geçenlerde denk geldiğim bir söz.
"kendi ışığına güvenen başkasının parlamasından korkmaz". yani bir nevi kendine güvenme olayı. sen kendine güven kendini sev daha sonra bırak ne olacaksa olsun.
bende öyle yapmaya karar verdim. aldatacak olan, adi olan şerefsiz olan mutlaka yapar arkanızdan bir haltlar bilemezsiniz. baskı ile bunu örtbas edemezsiniz; hatta öğrenemezsiniz şans eseri yakalamazsanız. yapmayacak olanı da zorlasalar bile size ihanet etmez zaten. o yüzden paranoya etmeye lüzum görmüyorum artık. paranoya sadece sizi yıpratır hatta yeri gelir suçsuz kızı da yıpratır boş yere. her şeyi akışına bırakmak en iyisi. öyle bir hal aldım ki artık yüzüme karşı yalan söylediğini bildiğim birinin yüzüne iplemez şekilde gülebilirim.
özet geç piç diyenler olacaktır: özgüveniniz tavan yapsın, hiçbir şeyi de takmayın.