ben küçükken gördüğümde asker selamı verdiğim abilerdi polisler. hem korkardım hem özenirdim. ama büyüdükçe ikisi de kayboldu. önce korkum kayboldu çünkü büyüdükçe anladım polis korkulacak bir şey değildi, insanlara zarar vermezdi. aksine onları korur, onların huzurlarını sağlardı, buydu görevi. sonra biraz daha büyüdüm ve anladım ki özenilecek meslek değil polislik 3 kuruş maaşa hayatlarını ortaya koyuyorlar gibi gelirdi bana öyle sanardım. sonra ben yine büyüdüm ve nefret etmeye başladım polislerden. tanıdığım tüm polisler çıkarcıydı, kanunları kendilerine göre uyguluyorlardı. sırf siyah giyiyoruz diye hakkımızda hiçbir şey bilmeden oturduğumuz banklardan kaldırdı bizi. ve yanımızda arkadaşın babasının avukat olduğunu öğrendiğinde çekip gitti. tanıdğım bir polis yanından geçen kıza oruçlu olduğu için laf atamadığını ve çok üzüldüğünü söyledi. oysaki polis değil midir o kıza laf atılmasını, o kızın taciz edilmesini engelleyecek olan.
ben sevmiyorum polisleri ve sevmeyeceğim. ama biliyorum benim küçüklüğümün polisleri de var bu hayatta. belki sayıları çok fazla değil ama varlar. bazen çıkıyorlar karşıma. ve ne zaman onlardan biriyle karşılaşsam hala durup asker selamı vermek geliyorum içimden.