lise aşkı

entry127 galeri video1
    19.
  1. unutulmayandır.

    sıra olurduk bahçeye
    ona bakardım .
    ulan insan lisedeyken böyle sevebilir mi bir insanı?
    kanım fıkır fıkır ,
    istanbul hayallerimde bile yok
    o var .
    hala iki pantolonum
    cebimde iki lira
    onlar da delik cebimden düştü düşecek.

    ama seviyordum onu .
    ankara savaşı nın tarihini bilmiyordum ama
    onun doğum gününü biliyordum .
    tabi hediye falan alacak parada yok
    çiçekleri şehrin parklarının
    üstelik insanda kaç kemik vardı,
    bilemezdim ,
    sayamazdım ,
    onun saçının tellerini sayabilirdim bir ömür.

    hışt ldya konuşma gel bakim sen buraya .
    ne konuşması hocam ,
    ben dilsiz olmuşum.
    ne bileyim şimdi
    amerika nın yerini, bana
    aşkımın adresini sor tarif edeyim .

    geceleri kestirme yolda biliyorum
    ara sokaktaki apartmanın avlusundan geçin
    geceleri daha kestirme oluyor.
    ve o avluda güller var ,
    gıyabında sevgilimin evinin önüne çiçekler bırakıyorum .

    ver hoca sıfırı ver bakim .
    aman dur
    hocam, onun yerine de ben tahtaya kalkayım, bana sor
    bak açtım ellerimi
    cetvelle vur bana .
    veliler toplantısı varmış
    bana mecnun gelsin hocam o olsun benim velim

    ah hocam ne kızıyosun şimdi ona
    ayyaş bir babası var
    alacaklar zaten okuldan onu
    bende gelmem artık okula beklemeyin
    hayata atılıp çalışmam gerek
    ona bakmalıyım

    hocam ah hocam şimdi sırasımı what is your name diye sormanın
    bana ı love you demeyi öğret
    dünyanın bütün dillerinden aşk sözleri öğret

    hocam kızın ona eteği kısa
    biraz çeksin aşağıya
    küfrede küfrede dostlarıma
    küstüm onlarlada
    ben
    mahalenin kedilerine dokunmadım ama
    bütün erkeklerine küfrettim
    sonra okuldaki bütün erkek öğretmenlere
    din kültürü hocam hariç
    o severdi beni
    bilirdide onu sevdiğimi

    sıralara hiç yazı yazmadım
    kazımadımda onları
    rüyalarıma işlemiş
    tahta bir masada olsa ne
    hayaller kurardım
    okulu teröristler basmış
    onu rehin almışlar
    kurtarmışım onu
    bütün okulu
    sonra bir ses
    ilhan ne bakıyosun boş boş. ben ne söyledim
    en son
    ha söyle bakalım beyefendi
    şey eller yukarı teslim olun
    git çöpü boşalt. ders bitene kadar oyalan
    aman yapmayın hocam
    dersin bitmesine daha çok var
    ben onu görmeden yapamam

    yaparım yaparım neyse
    gideyimde bir sigara içeyim bari
    bu yaşatda gidiyor be sigara
    taze ciğerlerim
    can çekişiyor ama
    aşk dedikleri şeye de bir sigara
    birde buzbağ şarap iyi geliyor

    küçük ilçemizin
    bir sahil kasabası olmasını isterdim
    deniz görmemiştim henüz ama
    onun zeytin karası gözlerini görmüştüm
    denizde öyle bir şey olmalıydı
    gizlice baktım
    hep adını koluma kazımıştım
    canım yanmadı ama
    o yarayı göstermemek için çok uğraştım
    serseri dediler
    salak kendine acı veriyor piskopat dediler
    ne dediler
    üniversiteye gitmem gerekiyordu
    babam işçi maaşıyla okutuyordu bizi
    annem
    vali olmamı istiyordu
    annem hep vali olmamı istiyordu
    birde televizyon spikeri
    annem çok şey istiyordu
    zengin bir gelin istiyordu
    ama annem bunları benim için istiyordu
    ve biliyorduki
    benim sevdiğim kızı benden çok seveceğini

    köpekler kovaladı beni
    ben kovaladım iki aykalı arabalı köpekleri
    ülkü ocağına takıldım
    solcu oldum
    aşık oldum
    ülkeme dair şiirler ezberledim
    barış dedim
    kardeşilk dedim
    okulun bahçesine sıra olurduk
    bakardım
    bakardım
    saçlarına rüzgar değerdi
    ben değemezdim

    arkadaşlarım si evlenirsiniz diyordu
    oysa hiç düşünmemiştim evliliği
    elimde poşetler eve gitmeyi
    ben onu seviyordum ama
    evli olmayı hiç düşünmemiştim
    çalışkandım. sadece zeki olduğum için derslerim iyiydi
    fazladan bir şey yapmıyordum
    onu düşünüyordum

    gülüyorduk çok gülüyorduk
    okula kurbağa sokup
    ders kaynatıyorduk
    kızlara belden aşağı fıkralar anlatıyordum
    ona anlatamıyordum
    anlat diyordu
    anlatamıyordum
    espri de yapamıyordum
    dilim tutuluyordu
    oysa edebiyat derslerinde ki üniversitede böyleydi
    hep şiir okuturdu öğretmen bana
    sonra bayramlardada
    okurdum
    ama ona okuyamıyordum
    küçük ilçemizin en güzel kafetaryasına gidiyorduk
    kütüphaneye
    elime bir kitap alıp tam karşısına oturup
    ona bakıyordum
    kütüphaneye başkada gitmedim
    çok kitap okudum hala okurum ama
    ondan beri hiç gitmedim
    hatta birgün kütüphanede elime aldığım kitaba bakmadan okuyordum herkes bana
    bakıyordu
    baktım
    kitabı ters tutuyorum
    ben hayatı ters yaşıyorum abi
    kitabı tutsam ne olur

    ellerini tuttuğum o günü hiç unutmadım
    sonra hangi kızla el sıkıştıysam beni sevip sevmediğini parmaklarından anlarım
    bu kaldı ondan bana
    aristo mantığı bulmuş ama
    aşkın mantığını geliştirememiş diye düşünürdüm
    yoksa yerler ıslaksa yağmur yağmıştır demek
    mantıklı bir önermeyse
    kalbim küt küt atıyorsa aşığım demek
    daha mantıklı bence
    sonra marks
    ona görde herşey madde
    öyleyse elimde tuttuğum el
    onun bana verdiği
    ki tarif edemem
    o ne

    ilçemiz büyüyordu
    yaşımda
    okul bitecekti
    hatta liseye başlarken okulun avlusuna diktiğimiz çam ağaçları kocaman olmuştu
    zaten biz liseden ayrılıncada
    daha çabuk büyüdüler
    öyleya az top oynamadık az sigara saklamadık dallarına ağaçların
    oysa yaz tatillerinde babamın
    hem işçilik hem aşçılık yaptığı
    fabrikada
    çalışırken gelirdi aklıma evlilik hayalleri
    ama
    ne kadar takdir etsem de
    babam la gurur duysamda
    bu işi yapmayacağımı
    yapmak istemediğimi biliyordum
    öğrenci olmalıydım
    elimde kitaplar olmalıydı
    sıra altında bırakıp onları sene sonunda almadan
    okumalıyıdım
    istanbul geldi gözlerimin önüne
    ilçemiz büyüyordu ama
    ama hayyaller küçülüyordu büyüdükçe
    büyüdükçe yaklaşıyorduk
    cami avlusunda oturan amcalara
    oysa daha dün
    abiler maç yaparken kaleye geçiyordum
    ve hala milli takım
    beş altı yiyordu
    ama bu bizi
    ülkemize daha çok yaklaştırıyordu

    o gün ayrılırken şehirden. gaddarın kahvesinde yazdığım şiir hala
    dost sohbetlerinde en çok istek alan
    şiirdir
    o gün giderken otobüsle
    urfaya
    şöyle bir manevra yaptı otobüs
    eğildi dağlar
    işte dedim geldi
    ben ona gitmeden
    ama gelmemişti askerlerdi yolumuzu kesen
    asker kaçağı arıyorlardı
    beni aramadılar oysa ben ondan kaçmıştım
    ben annemin isteyeceği kızdan kaçmıştım

    şehirler dolusu kızlar vardı etrafta
    hepsi ona benziyordu
    hiçbiri ona benzemiyordu
    ben benzemiyordum bana
    tebeşir tutan ellerim
    limonata lekeli gömleğim yoktu artık o yoktu
    sırada olmuyorduk artık bahçeye
    yirmi yaşını geçmiştim
    sandımki artık büyüdüm
    büyüdükçe küçülüyordum
    şarkılar söyleyip şarkılar dinliyordum.
    ve hergün
    onsuz tükenip
    annesiz büyümek zorunda kalıp
    birde aşksız çürüyordum. ayrıca (#3279373)
    15 ...