Akıcı dili ile soluksuz okunup, sizi olayların içindeymişcesine heyecan tufanına sokan Zülfü Livaneli romanı. Özellikle Mehmet'in Rusya'da geçirdiği hücre günleri sanki ben yaşıyormuşum hissi verdi.
--spoiler--
Kitabın sonu ve katili az çok tahmin etsem de hayatta kalanın Ahmet olucağını düşünmüştüm. Ayrıca gazeteci kızın da kitabın başından iddianameye kadar hiç adı geçmediği için -sevgili- çıkacağını; kızı, Mehmet'in diğer olaylarda olduğu gibi yaşadığı travma sonucu zihninde yaratıp yaşattığını düşünmüştüm ama orası tutmadı tabi.
--spoiler--
Sonuç olarak, sonu biraz aceleye gelmiş gibi dursa da bir başyapıt niteliğinde, tavsiye edilesi bir kitaptır efenim.