davranışçılığın ileri sürdüğü gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliği ve bir yöntem olarak kullandığı indirgemeciliğe karşı olup algıyı ve algısal örgütlenme yasalarını ön plana alan bir yaklaşımdır.
algısal örgütlenme yasaları bir kaç grupta incelenir. bunlar zemin-şekil ilişkisi, tamamlama, yakınlık, benzerlik ve süreklilik ilkeleridir.
zemin-şekil ilişkisinde dikkat edilen ve ilk önce algılanan zeminden öte şeklin kendisidir. zemin ise şeklin algılanmasından sonra gelir. şekli algılama nedeni şeklin dikkat çekiciliğinden ötürüdür. örnek: rubin vazosu.
tamamlama ilkesinde parçalar halindeki nesneler ve olaylar bütün olarak algılanma eğilimindedir. örnek: msla ş n yzdğm cmld bz hrflr eksk ls bl n dmk istdğm nlyblrsnz. şte bnn sbbi tmmlma ilksndn kynklnr.
yakınlık ilkesinde bir alan içerisinde bulunan nesneler birbirlerine olan yakınlıklarına göre gruplandırılarak algılanır. örnek: müzik-zaman ilişkisi. müzikte notaların birbirlerine olan mesafeleri ritim algısını meydana getirir. aynı şekilde bir ortamda birbirine yakın duran insanlar tek başlarına algılanmaktan öte bir grup olarak algılanırlar. bu da mekan içerisinde birbirine yakın olan nesnelerin bir bütün olarak algılanılması eğiliminden ötürüdür.
benzerlik ilkesinde organizma birbirine benzeyen nesneleri gruplandırarak ayırma eğilimindedir. bu ilkenin önemi daha çok görsellikte ve işitsellikte ön plana çıkar. örnek: sesleri birbirine benzeyen şarkıcılar, çekik gözlü olarak adlandırılan japon ya da çinliler.
süreklilik ilkesinde ise organizma devam eden ve kesiksiz bir eylemi süreklilik olarak algılama eğilimindedir. sürekliliğin aniden bozulduğu durumlarda kişi ani bir tepkide bulunamaz. örnek: düz giden çizgiler ve kesintisiz akan trafiğin aniden bozulması gibi...