olay tamamen budur. hiç ağlamaya sızlamaya gerek ve de yer yoktur. adam babalar gibi sahibi olduğu kanalı deyim yerindeyse düşünsel savaş açtığı kitlenin bir temsilcisine satmıştır. bu kadar.
peki bu ilk midir?
bundan yıllar evvel, şimdi belki herkesin unuttuğu 2 hadiseyi örnek olarak verelim. tam karşılaştırma yapılmaya müsait olmayabilir, lâkin örnek örnektir.
ali kırca denen zat-ı muhteremi, karambollerin usta golcüsünü bilirsiniz. kendisiyle uzun yıllar çalışmış, haber koordinatörlüğü yapmış ayşenur arslan'ın sözleriyle anlatıyorum: sayın kırcaatv'de iken cem uzan kendisini bir teklifte bulunmak üzere bir yemeğe çağırır. o dönem cem uzan'ın medyada daha fazla söz ve prestij sahibi olmak istediği, siyasete atılırken sırtını rahatlıkla yaslayacağı bir ekip kurma hevesinde olduğu dönemdir. ayşenur arslan tüm haber ekibi adına sayın kırca'nın fikrini sorar. sayın kırca da "merak etme. teklifi ne olursa olsun, kabul etmeyeceğim. sadece görüşmeye gidiyorum." der. bunun üzerine arslan'ın içi rahatlar. kırca gider, görüşür, gelir ve atv haber artık star'a transfer olmuştur. kırca sadece "çok büyük bir teklif yaptı. reddemedim. zaten bize karışmayacak biz yine bildiğimiz gibi haber yapacağız." gibi bir şeyler söyler. çaresiz star'a geçerler. ancak cem uzan elbette kendi propagandasını yapacak haberler görmek ister. ali taran bununla ilgili tek söz sahibi ilan edilir. haberler ali taran'ın direktifleriyle yapılır hale gelir. tüm ekibi peşinden sürükleyen ali kırca bakar kendi kariyeri, kendi itibarı tehlikeye giriyor ani bir dönüşle ntv'ye geçer. olan haber ekibine olur.
uğur dündar'ı herkes bilir. yiğit, mert, atılgan, dürüst bir insandır. kendisi doğan grubunda çalışmakta iken cem uzan'la ilgili gün yüzüne çıkmamış haberler yapmaktadır. siyasete atılma gayesiyle yanıp tutuşan cem uzan için bu kabul edilemez bir davranıştır. peki ne yapar cem uzan? uğur dündar'a reddedemeyeceği bir teklif yapar. 1 ay öncesine cem uzan'la dolaylı da olsa ilgisi olan haberler yapan uğur dündar star'a geçer. ne karşılığında dersiniz?
hadi sayın kırca'yı siktir et. onu az-çok tanıyoruz. peki ya tavuk yemeden önce kendisinden izin alınan uğur dündar'a ne demeli?
herkesin bir fiyatı vardır. bunu herkesin anlaması gerek. tuncay özkan yukarıda bahsi geçen kişilerden daha dürüst, daha mert değildir. onun da geçmişi ortadadır. bu tip hadiseleri birkaç kez bize yaşatmıştır hem de.
kimse bu adamı savunmasın. kimse bu satışa haklı gerekçeler bulmaya çalışmasın. olay çok açıktır. bizkaçkişiyiz sadece kışın kalorifer yanmadığı halde ısınma aidatı ödenen bir apartman gibi(çok sikindirik bi benzetme oldu lan. neyse) bir organizasyon olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. tuncay özkan da bir kahraman falan değildir. denize düşünce sarılmak istenen yılan bile değildir. suyun ortasında kendi derdine düşmüş bir dal parçasıdır sadece. gözünüzü iyi açın, aldanmayın. bu kadar...