- Söz sahibi olanlar ve yönlendiriciler
- söz sahibi olmayanlar ve yönlendirilenler
Önce ikinci güruh : Ülkemizde ulusalcılık akımına kapılmış olan ve ulusalcı geçinen bir çok insan, birinci madedeki yönlendiricilerin de kışkırtmasıyla sağcı mekanizmaya diş biler, onları vatan haini olarak görürler. Niyetleri iyidir. Ülkenin içine saplandığı bataklıktan kurtulmasının yolunun ulusal değerlere, atatürk ilke ve inkılaplarına sarılmaktan geçtiğini düşünürler. Siyasi çıkarları yoktur, işinde gücünde insanlardır, hayat mücadelesi vermektedirler.
Şimdi birinci güruh : Ulusalcılık akımını ortaya atan söz sahibi kesimdir. ikinci kısımdaki güruhu yönlendirerek rakipleri olan akp ve şurekasına karşı kışkırtırlar. Amaçları ulusalcılık akımına kapılmış iyi niyetli ve saf kesim üzerinden maddi ve siyasi prim elde etmektir. Ön planda Vatan millet sakarya diye bağırırlarken arka planda ABD ile dirsek teması sağlarlar. Görevleri abd'nin kurduğu dengeyi korumaktır. Sürekli ortalık karıştırır, kendilerine bağlı kesimi diğer kesime düşman ederler.
Söz sahibi ulusalcıların tek rakibi akp ve şurekasıdır. Akp ve şurekası da kendilerine bağlı ve oy vermiş kesimi kafir, imansız ve benzeri suçlamalarla diğer kesimin üzerine sürer. Türk halkının müslüman olduğuna, müslümanlığın kurtuluşa giden tek yol olduğuna inanan iyi niyetli saftirikler akp'nin ılımlı islam modeli ile onun dümen suyunda, kafir ve islam düşmanı olarak gördükleri ulusalcılara karşı yoğun duygular beslerler. Bunlar dinci kesimin söz sahibi olmayan salaklarıdır. Tıpkı ulusalcıların söz sahibi olmayan dangalakları gibi.
Demek ki neymiş, ülkeyi ikiye ayırabiliriz :
- söz sahibi olanlar
- söz sahibi olmayanlar
söz sahibi olanları da ikiye ayırıyoruz :
- ulusalcı olanlar
- dinci, ılımlı islamcı olanlar
Her iki kesim de abd ve küresel şebeke tarafından bizzat oluşturulmuş, birbirine rakip iki cephedir.
Amaçları aynıdır, abd'nin çıkarları doğrultusunda ülkemizde tahsis edilmiş dengeyi korumak.
Bu iki dangalak kesim de, söz sahibi olanlara saf duygularla inanırlar, onların peşinden giderler. Ancak söz sahibi olan iki düşman cephenin de aslında aynı gücün ortaya çıkardığı iki karanlık cephe olduğunu anlamazlar, anlamak istemezler.
Hem ulusal çıkarları gözeten, hem dış güçlerden beslenmeyen, sadece ülkesini ve halkını düşünen, dinini olması gerektiği gibi yaşamaya çalışan, siyasi ve maddi çıkar peşinde koşmadan sadece vatanına hizmet etmeyi düşünen, ülkesine zarar verdiği belli olan ya da zarar vereceği muhtemel olan unsurlara karşı eşit şekilde karşı çıkan, hiçbir ideolojiyi gütmeksizin sadece ülkenin ve halkın refahı ve gelişmesi için çaba sarfeden kimseler, yöneticiler, söz sahibi insanlar bu ülkede mevcut değildir.
Dolayısıyla, herhangi bir ideolojiyi sahiplenmek, dava edinerek savunmak, yaymaya çalışmak, aslında, karşıt ve düşman ideoloyi beslemekten, güçlendirmekten başka hiçbir şeye yaramamaktadır. Ulusalcıları destekleyen salaklar ılımlı islamcıları güçlendirmiştir, ılımlı islamcıları destekleyen dangalaklar da ulusalcıları güçlendirmektedirler. Her iki tarafın kaymak tabakası sürekli yükselirken, kaymağı yukarı iten asıl güç giderek dibe batmaktadır.
Netice itibariyle, bu ülkenin düze çıkacağına dair en ufak bir umut dahi bulunmamaktadır.