bi fenomendi hayatımda, iz bırakanlardan.. aahh seni nasıl anlatmalı, gel seni tarihe gömelim desem sığmazsın. ondaki karakter ve endamın bu kadar güzel uyumu viktoryen çağlardaki ressamların cennet tablolarında bile yoktur.. nakkaşlar resmetse tıpkı mehdi'yi resmederken yaptıkları gibi alevler içinde çizerlerdi suretini. o kadar ki nur ve ışık saçan bi insan.. yok insan değildir, ona melek desek yeridir.
ya o bi nakış gibi işlediği kelimelerle ördüğü yazılar. rus klasikleri bir, karnımac klasikleri iki.. bi gün bu internet ortamı yeterli saygınlığını kazandığı zaman, kilometre taşlarından en büyüklerini onun döşediği kabul edilecek, gelecek kuşaklar onun adını destursuz dillendiremeyecekler. voldemort'a dendiği gibi ona da she who must not be named denecek.
ikinci sınıf lunapark kalecisi özeni (nasıl bi şeyse bu artık) ile yazdığım bu entry oldu mu kız.. yazmıyon yazmıyon dedin al bak yere göğe sığdıramadım seni. oldu mu hauehaaheu...