lisede ilk reddedildiğimde utancımdan kızın karşısına çıkmamaya çalıştım. utandım, pişman oldum falan. bana göre olmayan biriydi şu an anlıyorum tabii.
üniversitede reddedildim. ki bu liseye göre çok daha farklıydı. kızı çağırdım mekana. ben tabi 15 dk önce gelmiştim. kız gelene kadar heyecenlanmıştım. geldi bu, oturdu. biraz havadan sudan okuldan hayatlarımızdan konuştuk. aslında konuşma da iyiydi. sonra konuşulacak her şey bitti ve sessizlik oldu. ben konuya girdim.
- seni buraya neden çağırdığımı biliyor musun ?
+ hayır bilmiyorum eski bir ruya.
- tahmin et mesela ?
+ aklıma bir sebep gelmiyor , ben de merak ediyorum.
- (kız galiba gerizekalı ya da taklit yapıyor aq) tamam söylüyorum o zaman. ben senden hoşlanıyorum . bayadır söylemeyi düşündüm ama bir türlü yapamadım. mesela bugün ders çıkışı a kapısına kadar beraber yürüdük, söylemeyi çok düşündüm ama yine yapamadım. sonra bir cesaret geldi ve seni buraya çağırdım. olay böyle.
+ şu an bir ilişki düşünmüyorum. olmaz .
- (hiç uzatmadan) eyvallah.
biraz daha durduk ses yok hiç. sonra kalktık hesabı ödedim. biraz beraber yürüdük. ama sanki hiç reddedilme olayı olmamış gibi konuştuk ilginçtir. ardından bu evine doğru gitti ben de bir kafeye geçtim. kuzeni aradım konuştuk . konuyu anlattım. siktir et sana kız mı yok dedi. güldüm geçti.
uzun zaman sonra kız benim kız arkadaşlarıma eski bir rüya benimle neden konuşmuyor diye sormuş . onlar da ne bekliyorsun falan demişler.
kızın arabalara ve prestijli, iyi bir maaşlı erkeklere zaafiyeti varmış. öğretmenden koca mı olurmuş diye geziyormuş.