yalan söyleyen tarih utansın

entry23 galeri video1 ses1
    20.
  1. ‘Düğün türküleri ağlayanların hıçkırıklarına dönüştü,
    Düğün-dernek kaybolup gitti,
    Hilâfet, zifaf gecesinde gelinlik elbiseleriyle kefenlendi,
    Sabah karanlığında kabre konuldu gitti.


    Çığlıklar içinde her tarafta yükselen bir feryatla,
    Bir sarhoşluk içinde uğurlandı,
    Ey Hilâfet, minâre ve minberler senin için feryat etti,
    Hürler ve köleler sana ağladı gitti.
    Hindistan ah-u vah ile doldu, Mısır hüzne boğuldu,
    Yağmur gibi dökülen gözyaşları sana ağladı,
    Şam, Irak, Acemistan şimdi sorar,
    Yeryüzünden Hilâfet’i kim sildi gitti?
    Senin o büyük topluluğun mâteme büründü,
    Ağlayıp gözyaşı dökenlere dönüştü gitti.
    Eyvah efendiler! Vah o diri diri gömülene,
    Vah o suçsuz ve günahsız katledilene,
    Savaşarak seni yenemeyen kimseler,
    Sulh masasında seni katlettiler!
    Müslümanlar, fetih madalyalarıyla süslenen,
    O yorganlarını kendi elleriyle parçaladılar,
    Boyunlarındaki madalyonları çıkarıp attılar,
    Omuzlarından en güzel nişanlarını söküp aldılar.
    Uzun süre devam eden o izzet ve şeref,
    Yatsı ile sabah arası kaybolup gitti,
    Bütün canlılara gösterilen en merhametli alâka,
    Bir anda beli kırılıp gitti.
    Hilâfet her toplu harekette Müslümanları,
    Tek saf birleştirip adımlarını düzene koyardı.
    Namazlar bile inledi, şüphesiz bu bir fitne idi,
    Şeriat ile oynayan sarhoş hayâsızın fitnesi idi,
    Gülünç fetvâlar verdi, sapık sözler söyledi,
    Memlekete apaçık küfür nizâmı getirdi gitti.
    Ne yazık ki,hükmettiği insanlar,
    Önderik ve iyilik için yaratılmışları.’

    Kadir Mısıroğlu,Lozan Zafer Mi Hezimet Mi?!,Syf;292-94
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük