demek, demek ayırt edebileceğini sanıyorsun;
cenneti, cehennemden…
mavi gökleri, acıdan…
yeşil bir tarlayı ayırt edebilir misin soğuk çelik raylardan?
ya bir peçenin ardındaki gülümseyişi?
ayırt edebileceğini mi sanıyorsun?
kahramanlarını hayaletlerle mi değiştirmeye zorladılar seni?
sıcak külleri, ağaçlarla.
sıcak havayı, serin bir meltemle.
kuru teselliyi, değişimle.
peki savaştaki önemsiz bir rol yerine
bir kafeste lider olmayı mı seçtin?
ne çok, ne çok isterdim burada olmanı.
biz bir akvaryumda yüzden iki kayıp ruhuz sadece,
yıllar yılı,
aynı eski toprakları aşındıran,
bulduğumuz şey ne?
aynı eski korkular.
keşke burada olsan…