eve gelirsiniz yorgun argın, burnunuza leş ötesi kokular gelir hafif hafif. sonra odanıza doğru ilerlerkene kafanızı çevirip bir bakarsınız ki, bulaşıklar neredeyse bahçeye doğru uzanacak. salona geçersiniz, kumandanın üstünde kirli çoraplar yatmaktadır. salonun bir köşesine doğru süpürülmüş çiğdem çerez kabukları da size inanılmaz duygular yaşatır. halının üstünde toz yığını birikmiştir. odanıza girersiniz, yatağınızda arkadaşınız boxer ıyla horul horul uyumakta, köpeği de üstüne çıkmış onun yüzünü yalamaktadır. garip bir koku duyumsar başınızı sağa çevirirsiniz, işte o anda köpeğin sindirim artıkları çarpar gözünüze... ohh be, içimi döktüm, rahatladım. Allah razı olsun bu başlığı kim açtıysa.
