"...
sen ırmağı da bir ay dilimi gibi
genç bir kadın uyuyor ay diliminin üstünde
onu kaç kere yitirip kaç kere buldum
daha kaç kere yitirip
kaç kere bulacağım
işte böyle gülüm işte böyle
düşürdüm ömrümün bir parçasını
sen ırmağına
sen mişel köprüsü'nden
ömrümün bir parçası mösyö düpon'un oltasına takılacak
bir sabah çiselerken aydınlık
mösyö düpon çekip çıkaracak onu sudan
paris'in mavi suretiyle birlikte ve
hiçbir şeye benzetemiyecek ömrümün bir parçasını
ne balığa ne pabuç eskisine
atacak onu mösyö düpon gerisin geriye
paris'in suretiyle birlikte
suret eski yerinde kalacak
sen ırmağıyla akacak ömrümün bir parçası
büyük mezarlığına
ırmakların
..."
-nazım hikmet
(bkz: saman sarısı)