kime göre neye göre bu kavram belirlenir ? göçebe hayatı terkedip toplu yaşantıyı benimsemek medeniyet diye mi isimlendirilir ?
türk-moğol tarihi ise devletleşmiş göçebeler ile doludur. yerinde durmayıp her mevsim başka bölgede yaşayan ve şehirleri yağmalayan ordular türk tarihinde gayet normal şekilde karşılanır.
her neyse gelin ben size olan medeniliği anlatayım.
eski yunan medeniyeti: bugün avrupalılar tarafından en çok örnek gösterilen medeniyet. yer yer kısmi bir demokrasi ile yönetildi ve çeşitli bilimsel gelişmelerin yaşandığı felsefi ve matematik alanında gelişmeler yaşandı fakat kadınlar insan bile yerine konulmuyordu. öyle ki kadınlar erkeği yumuşatıyor diye eşcinsel eğilimler ön plana çıktı.
roma medeniyeti: çok övülen bir diğer medeniyet. medeniyete katkısı tartışılamaz fakat bu gelişmeler sağlanması galya*, britanya, kuzey afrika, orta doğu, balkanlar gibi yerlerden getirilen kölelerin payı çok büyüktür. bütün ayak işlerini köleler yaparken hatta italyan yarım adasının %40 kadar nüfusunun köleler oluşturduğu düşünülürse rahat yaşayan romalıların ayak işleri derdi olmadan o medeniyeti kurması kolaylaştı denebilir.
iran medeniyeti: bir diğer sapkınlıklarla dolu medeniyettir. zerdüştlük denen illet dinin etkisiyle ensest ilişkinin üst düzeyde olduğu; bu ensestliğe bağlı sakat ve engelli insanların nüfusta önemli bir kısmına sahip olduğu bir diğer medeniyet bozuntusu.
böyle bir medeniyetse biz almayalım. kölelerin omuzlarındaki tahtlarda taşınan roma imparatorluğu medeniyetse biz o tahtı yıkıp köleliğe son veren atilla olalım, kendi bacısıyla evlenen haşmetli pers imparatoru kiros medeni ise onun kafasını kesen tomris hatun değildir, kast sistemi sebebiyle insanları ayrıştıran sistemi hindistan'a girip bozup taj mahal gibi ülkenin en büyük eserini yapan türkler medeniyet düşmanı ise almayalım.