yaşadığınız ve sadece içinizden konuşabildiğiniz şeylerdir.
son 1 aydır üst üste aldığım kötü haberlere mi yanayım, ayağa kalkmaya çalışırken daha da vuranlara mı yanayım. zaten mevsiminin hiç sevmediğim günlerini ve anılarını zor atlatırken, gelişen süreçler iyice insanı bezdiriyor.
en güzel günlerimi, en özel hislerimi paylaşırken bu süreçleri de yazmak istedim. kimseye bir mesaj değil bu yazdıklarım. buradan bir kazanımda elde edecek değilsiniz.
sadece yazıyorum kendimce, kafayı iyice sıyırmamak ve düşünmeye yer açabilmek için yazıyorum.
bu süreçlerde vodka çok iyi arkadaşmış. ama o da geçiciymiş. anlayacağınız siktir olup gidiyor. ya da insanı ayakta uyutuyor..
çok şükür The Revenant - Sound of Hugh Glass var ' da ağır da olsa arkadaşlık ediyor. o dizeleri yok mu, kahrederek insanı bağır bağır düşündürüyor..
arkadan derin bir ses, sırtımı ürpertiyor. karanlık odada vodkanın mide mi yakmasıyla birlikte, hafif ateş sesi, uğultu. kelimelerle anlatamadıklarımın müzik haliydi.
dinledikçe beni bana anlatıyor dedim.
insan düştüğü gibi kalkmasını bilecek. en son düştüğümde elimde bir avuç toprakla ayağa kalkmıştım.