kadınların romantizma takıntısı; elbette ki onların sanatsal algılarıyla da pek alâkalıdır. her insanın sanat algısı da farklı olacağından kimisine yk ismail şarkıları gayet güzel bir erotizm (aşk anlamından yaklaşın, kudurmayın) sunarken kimisi de "ay sevdiceğim bana shakespeare den bir sone okumazsa duygusal bağımızı dişlerimle kopartırım" düzeyindedir.
aslında kadınlar için romantizmada -ve diğer tüm hususlarda- en mühim referans diğerlerinin daha fazla kabul ettiği yani popüler(genel bakış, süper derin bağyanlar alınmasın) algılar olduğu için sevgililer gününde iç çamaşırı almak dâhi aşk göstergesi sayılabiliyor. *
eğer modern devir sevgililerinden iseniz cüzdanınız kalın olmalı. çünkü romantizm artık kapitalizmin ellerinde, ah-ü vah için de çok geç.
ama eğer divan edebiyatından en anlaşılmaz bir kasideyi okusanız da, eşek gözlerini sevdiğim dilber diye seslenseniz de sizi sevmeye devam edecek -popüler algılardan kurtularak yücelmiş yani- bir gönül yâreni bulmuşsanız beni de lütfen çağırın bir çay içelim. çayları ben ısmarlarım ama daha mühimi, öyle bir kadın görebildiğim için aşk denen yeryüzünün en pisletilmiş duygusuna tekrardan gizlice inanırım.