Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti kurtuluş savaşını verdikten sonra dahi tam bağımsız olamamıştır. 100 yıl evvel vatanımızı fiilen işgale gelen güçler bunu başaramayınca emellerinden vazgeçecek değillerdi elbette. Sadece yöntem değişti, sömürü için artık politikacılar zaafları kullanılarak kukla yapılıyor, kendilerine hizmet edecek sermaye sınıfı oluşturuluyor, ülkeye yön veren bürokratik makamlar ele geçiriliyor, devletin geleceği olan eğitim, istihbarat, ordu gibi alanlar kontrol altına alınıyor vs...
Bunları niye söylüyorum, siyasiler olsun, tarihçiler olsun, akademisyenler olsun, gazeteciler olsun birçok farklı kesimden darbe girişimi için "bu bir işgal girişimidir" söylemini duyuyoruz. Bu söylemin arkasında yukarıda yazdıklarım yatıyor. işgal girişimini satranç oyunu gibi düşünürsek, 40 yıllık bir oyun sonunda darbe girişimi ile bu milletin varlığına ve geleceğine karşı şah çekilmiştir.
Asıl meseleye gelecek olursak, bu işgal girişiminin bir nevi ordusu olan fetö'nün devlet içindeki yapılanması 1980'lere dayanıyor. Mesela şurada 1986 yılında orduya sızma girişimleri hakkında bazı iddialar ve olaylar var,
Örgütün tarihsel gelişimi hakkında birkaç makale okuyan zaten bunun farkındadır ve ayrıca bu örgütün arkasında yabancı güçlerin olduğunun da farkındadır, hatta yüz yıl evvel ülkemizi işgale gelen güç odaklarının olduğu da düşünülebilir. Zira geçen günlerde metin feyzioğlu şöyle bir açıklama yaptı ve daha iyi anlatılamaz herhalde bu durum, "Bunlar büyük devlet projeleridir. Üç günlük, beş günlük projeler değildir. Bu FETÖ 40 yılda örgütlenmiş. 40 yıl bir insanın ömrüyle açıklanabilecek sabır değil."
Burada anlatmak istediğim Türkiye Cumhuriyeti bir örgütle değil, tam teçhizatlı devletlerle mücadele etmektedir. Nasıl ki pkk yalnızca bir terör örgütü değil, bunların her yerde lobi faaliyetlerini yürüten, ekonomik destek sağlayan, silah ve mühimmat veren, bunlar adına siyaset yapan, yaptıran vs bir güç varsa fetö'nün arkasında da kat be kat daha sinsi ve planlı bir devlet gücü var.
Sonuç olarak bu örgüt arkasındaki güçler sayesinde muazzam bir noktaya gelmiştir. Rakamlar bunu yüzümüze çok feci bir şekilde çarpıyor. Fetö'ye ait veya yakın içerisinde sağlık kurumları, eğitim kurumları, sendikalar, vakıf ve dernekler, yüksek öğretim kurumları, hukuk büroları, ekonomik oluşumlar, basın-yayın kuruluşları bulunan binlerce kurum kapatıldı, el konuldu. Yine içerisinde iş adamları, hakim ve savcılar, üst düzey askerler, polisler, çeşitli devlet memurları, bakanlıkta önemli kadrolar, istihbarat elemanları, bilim kuruluşları elemanları, sanatçı, sporcu vs. her alandan on binlerce insan görevden uzaklaştırıldı, gözaltına alındı veya tutuklandı. "Devlet elden gidiyormuş" desek hiç abartı olmaz.
Ancak bunca olumsuz gelişmeye, kötü gidişata, bataklığın dibini görmemize rağmen bugünlerde görüyoruz ki devletinde tuttuğu bir defter varmış. "devlet fetö'cüleri eliyle koymuş gibi buluyor" diyerek basit siyasi eleştiriler yapmaya çalışanlara, basit hesaplar peşinde koşanlara bakmayın siz. Oturaklı, tutarlı, yapıcı şekilde bu konuda da her türlü eleştiri faydalıdır elbette. Fakat siyasileri eleştirecek onlarca konu varken, hükûmete veya diğer partilere oy kaybettirecek birçok başlık varken bunlara hiç değinmeyen; devleti ve milleti küçük görüp alay edecek şekilde konuşanlar ancak cahildir, art niyetlidir.