Kendilerine yapılan sömürme ve bezdirme politikalarına bütün tehditlere rağmen gösterilen büyük bir cesaretle direnerek sonuna kadar hakettikleri diplomaları söke söke alan yürekli öğrencilerin olduğu fakültedir. Şimdi o son sınıf öğrencileri diplomalarına kavuştu, hekim oldu. Her ne kadar onlar istediklerini alsalar da sistem hâlâ değişmedi. Aksine aynı idareciler, haklarını arayan ve amacına ulaşan son sınıf öğrencilerine karşı duydukları kini onlara destek veren alt sınıflardan çıkarmaya çalışarak yine onlarca öğrenciyi tek dersten sınıfta bıraktı ve o hekim adaylarının hayatlarından bir yıllarını çaldı. Yüreği öğretme aşkı ve insan sevgisiyle dolu olması gereken öğretim üyeleri, kişisel egolarının ve hırslarının kurbanı olarak herkesin kendilerine tapınmasını ve ayaklarına kapanmasını istiyor. Ümit ediyorum ki genç hekim adayları yine boyun eğmeyecek ve yalakalık yaparak gururlarını ayaklar altına almak yerine onurlarıyla dimdik mezun olacaklar.
Cenap Şahabettin'in dediği gibi; "Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir."