günler artık haftalaşmaya başladı. Fakat her geçen gün acı birer tecrübe, ağır bir yük olarak omuzlarda etkisini sürdürüyor. sonuç itibari ile rahimden çıktığınızdan bu vakte kadar hep yalnız olduğunuz gerçeğini bir kez daha yaşama fırsatını yakalıyorsunuz.
fırsat deyince şaşırdınız haliyle. fırsat dememde ki olay, bu süreçler öncesinde " yalnız " olduğunuzu unutmamızdır. yalnızız ve rehavetten dolayı bunu düşünmek bile istemeyiz.
yalnızlığın acı gerçekleri de say say bitmez. ama bizi yıldırmamalı. yalnızlık asla ve asla pes unsuru olmamalı. bu sürecin derinliğine bağlı ama bir şekilde nefes alabileceksiniz. almanız gereken enerji üretebiliyor olamamız lazım.
nefes alabiliyorum çok şükür, kendimi dinliyorum, kendime anlatıyorum ve kendimle çözümler üretiyorum. çıkmaza girdiğim de şarap destek oluyor. keşke inancım daha fazla yüksek olsaydı daha farklı destekler de alabilseydim.
ama niyetim hep iyi, alayınız gibi. hani sizde iyi niyetlisiniz ya.
şimdi arkanıza yaslanın, hayatınızda olup bitten konular değilde, nefes alıp vermenin tadını çıkarın.
olup bitenler, geçip gidenler veya kalbinizde acı ile yaşamaya devam edenler birer kesik gibi olacak. kapansa da izleri kalacak, kapanırken kuruyan derileri soyacaksınız, o izin etrafında yeni izlere yer vereceğiz.
yaralarınızı kapatırken, etrafına vereceğiniz zararlar yine sizin elinizde kalacak.
e hep dedik, konu bi vakitten sonra tekrar size dönüp dolaşıyor.
pes etmek yok, bu yolun sonu hayatın sonudur. sona kadar mücadele.