melik-ün nasır bilsin ki, bağdad üzerine yürüyüp tanrının kılıcı ile burasını aldık ve oranın sahibini (yani halifeyi) yanımıza çağırarak kendisine iki sorgu sorduk, sorgularımıza karşılık vermedi, bundan dolayı kuranınızda tanrı hiçbir kavmin elindeki nimeti, bu kavmin kendi kendisini bozmayınca, almaz denildiği gibi, kendisinin yapmış olduğu işler yüzünden bizim gazabımıza müstahak oldu. bundan sonra, tanrının buyurduğu gibi, her ne yaptılarsa cezasını buldular.
çünkü biz, tanrının kuvveti ile kaldık ve onun kuvveti ile muvaffak olduk ve olmaktayız. hiç şüphe yoktur ki biz, tanrının yeryüzündeki askeriyiz; kendisi gazabına uğratmak istediği kimselerin üzerine bizi gönderir. hadiseler, size ibret ve sözümüz size nasihat olsun.
nice kimseleri yok ettik, nice çocukları atasız bıraktık, yeryüzünün üstünü değiştirdik ve altüst ettik; size kaçmak var, bizde ise kaçanları yakalamak var, sizin için bizim kılıcımızdan kurtulmak yoktur; siz nerede bulunursanız bulunun oklarımız size yetişir, atlarımız her attan ziyade koşar ve oklarımız bütün siperleri deler, kılıcımız indiği yere yıldırım gibi iner, akıllarımız dağlar gibi sağlamdır, sayımız ise kumlar kadar çoktur; bizden aman dileyen selamete erer, bizimle savaşa yeltenenler sonunda pişman olurlar.
siz bize "kafir" diyorsunuz, biz de size "fasık" diyoruz. biz, bütün işleri tedvin ve takdir eden tanrı tarafından, size musallat edildik. yeryüzünün batı ve doğusu bizim elimizdedir, hiçbir yere kaçıp kurtulamazsınız"
Baya korkak millet. Sakallı Nurettin Paşanın sakalına anlat sen onu çomar/bedevi kırması maraba.