Bebekken menenjit oluyorum. Anne ve babam arasında kan uyuşmazlığı varmış, araştırmıyorlar ve doğduktan 1 hafta sonra menenjit oluyorum... 2 hafta hastanede kalmışım, topuklarımdan bile iğne vurmuşlar. Bizimkiler bu kadar iğneye, kan almaya bu çocuğun canı Nasıl dayanır diye çaresizce bekliyorlarmış...
Kanımı değiştirdikleri için devamlı olarak kana ihtiyacım varmış. Üstelik hastalığım gün geçtikçe ağırlaşıyormuş. Bir gece babam ve dayımlar yine kahvehane kahvehane gezip bana kan arıyorlarmış... Malum, o yıllarda en çok insanı Kahvehanelerde buluyorsunuz... 0 rh (-) negatif kanı bulmak da zor olduğu için her kahveden elleri boş dönüyorlarmış... Sonra babamın aklına bir fikir gelmiş, ehliyet kursu sahibi bir arkadaşının yanına koşmuş. Orada her sürücü adayının kanını aldıkları için bana uygun bir vericiyi bulabileceklerini düşünmüşler. Neyse, gece gece kursa girip evraklardan 2 kişi bulmuşlar... Buldukları kişilerden birisi bizim o tarafta oturan, babamın simayen tanıdığı çılgın Mustafa Lakabıyla nam salmış birisi. Hemen evine koşup, kapısını çalmışlar... Karısı açmış, Evde olmadığını, bu saatte onu ancak birahanede bulabileceklerini söylemiş... Dediği gibi de olmuş, bizimkiler Adamı birahanede kör kütük sarhoş bir vaziyette bulmuşlar. Babam çaresiz, elinden hiçbir şey gelmediği için adamı tuttuğu gibi hastaneye götürmüş. Orada doktoru buluyor ve aralarında şu diyalog geçiyor;
- bu adamın sarhoş olduğunu ve kan veremeyeceğini biliyorum ama başka hiç kimseyi bulamadım, çaresiz kaldım ve getirdim.
+ yarım saat içinde kan getirmezseniz çocuğunuz ölecek. Yarım saat içinde kan bulabilir misiniz?
- saatlerdir arıyoruz kimseyi bulamadık.
+ tıbben böyle bir şey mümkün değil, ben bunu yapamam. Eğer kimseyi getiremeyeceğim diyorsanız, bu adamdan kanı alıp şansımızı deneriz. Ama mesuliyet kabul etmiyorum çünkü bu çocuk zaten dakikalar içinde ölecek. Kabul ediyorsanız ben bu adamın kör kütük sarhoş olduğunu bilmiyormuş gibi yaparak kanı alıp çocuğa vereceğim, en azından ölmesini beklemek yerine bir şeyi denemiş oluruz, belki bir şans... Tamam mı?
- tamam.
Bizimkiler bu diyalog üzerine perperişan, ağlıyorlar. Hemşire adamı götürüyor, Adamdan kanı alıp bana veriyorlar. Ve ben hayatta kalıyorum. 1 hafta müşaade altında tutuyorlar, 1 hafta sonunda kurtulduğuma emin oluyorlar.
Yalnız doktor menenjitin çok Ağır bir hastalık olduğunu, yüzde 99 ihtimalle fiziksel ya da zihinsel engelli olacağımı aileme söyleyerek, kendilerini hazırlamalarını istiyor. Bizimkiler korku içinde beni büyütüyor, 2-3 sene sonra yürüyüp koşmaya başladığımda fiziksel hiçbir problem olmadığını anlıyorlar. 4-5 yaşıma gelip kendimi güzel bir şekilde ifade ettiğimi gördüklerinde ise zihinsel engel korkusundan kurtulup, ancak seneler sonra sağlıklı bir çocukları olduğunu anlıyorlar. Söylediklerine göre tüm bu korkularından kurtuldukları o dönem, benim ilk doğduğum gün kadar sevinmişler.
Bu anlattıklarımda nickimin hikayesi de var aslında. Nasıl alkolik olduğumun.
Hastalığa gelince, tek kalan etkisi ani parlama, sinirlenme. Fakat o da durduk yere olan şeyler değil. Her insanın sinirleneceği şeylere sinirleniyorum ben de. Sadece sinir şiddeti 5-10 kat fazla olarak...