kısmen garip, kısmen garip olmayan bir durum. türkiye'deki resmi ideoloji herkesi zorunlu olarak etkisine maruz bıraktığı için aslında tayyip erdoğan da dtp'sinden saadet partisi'ne kadar bütün partiler gibi kemalizmin bir parçasından etkilenmiştir. her şeyden önce otoriter ve milliyetçi bir düşünceye sahip olması, (diyarbakır barosu başkanı sezgin tanrıkulu'nun kürt sorununa dair çözüm önerilerine "bekara karı boşamak kolay" şeklinde yüzeysel bir cevap vermesi bunu kanıtlamaktadır) durmadan demokrasiden bahsetmesi, buna karşılık hal ve hareketlerinin pek demokrata benzememesi resmi ideolojimiz kemalizmin kendisiyle en ilgisiz gibi gözüken grupları bile nasıl etkilediğini göstermektedir. zira siyasi partiler kanunu'nda partilerin "atatürk ilkeleri"ne uyumluluk göstermesini isteyen bir düzenden başka bir şey beklenmezdi zaten...