Anneanne evini düşünmek, Habibe'yi bir kere daha sevme nedenidir; rahmet dileyip.
Ve, ölü yüzünü öpüp, yanından çıkınca bir kaldırıma oturup, hıçkıra hıçkıra ağlama nedenidir.
ilk defa, yitirdiğinle, bir daha buluşamayacağını anlamaktır. Yok oluşun acısını, etinde kemiğinde hissetmektir.
Gözyaşlarım, en az bir fatihadır be anneanne.
Sen bana hep, bana fatiha okuma, yad et beni derdin.
Seni yad etmemek ne mümkün anneanne... Bana sen gittikten sonra, kimse bir daha nar getirmedi.
O kadar aşağılık insanım ki, hala nar düşünüyorum.
Bil ki anneanne, sen gittikten sonra hala nar yemedim.
Torun bu, anneanne. Toplak bu.
Sen hep, geride kalanlardan bir toplak olmaz derdin.
Olmadık anneanne, olamadık.
Bu kadarım anneanne...
Rahmetin bol olsun anneannem.
Belki Gülnihal benden çok sevmiştir seni, inşallah öyledir.
Anneanne, bakma sen bana, söylediklerime.
Ben de az sevmedim seni, be anneannem...
Senle hep, senin istediğin gibi konuşmak istedim de.
Bendeki macır ağzı da, bu kadar be anneannem.
N'eylesem olmuyor. Affet!..
Burada eksilenmeden, artılanmadan yazılacak bir ortam yok mu? manyaklara teslim olmak zorunda mıyız? Neyi eksiledin manyak, neyi?
Anana küfretmediğimi mi eksiledin?
Anana küfretmedim, babana da... Yuuuuuuuuuuuhhhhhhhhhhhhh!