mu

entry65 galeri
    27.
  1. Yaklaşık 50 yıl boyunca 20den fazla ülkeye giderek Mu uygarlığı hakkında veri toplayan James Churchward un ve Mu varsayımını destekleyenlerin Mu uygarlığı hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir:

    Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.
    Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil, doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan,üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı.
    Günümüzde Polinezya, Mikronezya ve Melanezya takımadalarını oluşturan adalar, muhtemelen bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır.
    Bu kıta, kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle, yaklaşık 12.000 yıl önce 64 milyon nüfusuyla birlikte sulara gömülmüştür.
    Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu'lular diğer kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki, anavatan dışındaki en büyük imparatorluk, başkenti günümüzde Gobi Çölünün uzandığı bölgede bulunan Uygur imparatorluğuydu.
    Mu dininin öğretimini Naakaller adı verilen rahipler üstlenmişlerdi ve sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.
    Mu dininin esası, Tanrının tek oluşuna ve ruhsal gelişim için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu.
    Atlantis teki din Mu nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.
    Ra sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, O diye hitap ettikleri Tek Tanrıyı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da Munun güneşi anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısıra da taşınmıştır.
    Dört ırktan oluşan Mu lularda yazı dilleri farklı olmakla birlikte, konuşma dilleri ortaktı.
    Mu lular günümüz uygarlığına kıyasla manevi alanlarda çok daha ileriydiler.
    Telepati, durugörü, çift bedenlenme, astral seyahat gibi, uygarlığımızda ancak kimi medyumlarda ve mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler Mu'lularda olağan yetenekler olarak mevcuttu. (Bu, Churchward un değil, bazı izleyicilerinin görüşüdür)
    Mu uygarlığının en önemli çöküş nedeni, teşevvüş adı verilen, bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır. (B.Ruhselman a göre)
    Genelde bu iddiaların herhangi birini destekleyecek arkeolojik veya antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine, kolonilerine (örneğin Uygur imparatorluğu kolonisi fikri) ve Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin iddialar Mu varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir ve farklı düşünceler mevcuttur.

    batık bir kıta ve uygarlık.

    Antik uygarlıklarla ilgili akademik programların dışında çalışmalar yapan araştırmacılarla bilimadamları arasında zaman zaman büyük görüş ayrılıkları olmakla birlikte birbirinden bağımsız gibi görünen bu çalışmaların nihai sonuca varmada hızlandırıcı etki yaptıkları şüphesizdir.

    M.Ö. 421 yılında Sokrates in evindeki bir Felsefe sohbetinde Atinalı devlet adamı Kristias, dedesi Dropides in kendisine naklettiği efsaneyi hikaye eder. Hikayeyi dede Dropides e nakleden ünlü Yunanlı şair Solon dur. Solon un gösterdiği kaynak ise Mısırda bulunduğu dönemde tanıştığı Mısırlı bir keşiştir ve Keşişe göre Atlantise ilişkin olaylar M.Ö. 9000 yılında gerçekleşmiştir.

    Plutarkhosa göre Sais şehrinde Solon a ders veren rahibin adı Sonchis idi. iskenderiyeli Clemens e göre bu aynı zamanda Pythagoras a ders veren Mısırlı rahibin adı.

    Platon'un hem Kritias, hem de Solonla akrabalığı vardı. Ayrıca, kendisi de Mısırı ziyaret ederek birkaç yıl kalmış ve inisiye olmuştu. Onun için, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan önce, bu konuda bilgileri topladığı fikrindeler.

    Kuranda Ad kavmi diye de geçer, Ad-land; Ad Ülkesi demektir. Kimi araştırmacılar ibranicedeki, ilk insanı belirten ve adama sözcüğünden gelen Adem, Sanskrit dilinde ilk, başlama anlamına gelen ve Aryenlerin ilk konuşan insan türüne verdikleri ad olan Ad-i, Friglerin Attis, Kafkasyalıların Adige, Polinezyada’daki atea, Truva öyküsündeki Ate, Aztek mitolosindeki Atzlan (ada) ve Türkçedeki ad, ada, ata (pek çok dilde baba anlamına gelir) sözcükleri ile Ad kavminin adı arasında etimolojik bir bağlantı olabileceğini düşünmektedir.
    *
    4 ...