hikmet tekin

entry18 galeri
    17.
  1. sivas'ın ötesini geçemeyeceğimizi söyleyenler tarafından ''sivas'ın'' ötesinde şehit edilmiştir.

    Hikmet Tekin milliyetçi, dindar, vatanperver bir ailenin tahsilli evlatlarından biriydi.
    Hacettepe üniversitesinde arkeoloji bölümünü bitirmişti.
    Liderlik özelliği bulunduğu her yerde onun dikkatleri üzerine çekmesini sağlıyordu. Ankara'da okurken site öğrenci yurdu reisiydi.
    Sadece siyasi ve sosyal alanda değil sporda da başarılı biriydi. Üniversitenin boks takımındaydı. Türkiye çapında maçlara katılıyor ve başarılar elde ediyordu.

    Hikmet Tekin, şoförünün ifadesiyle abdestsiz adım atmazdı.
    Kızıl kurşunlarla ilk tanıştığında da öğle namazını kılmak için annesinin yanına uğrayacak, öğle yemeğini de aradan çıkarmış olacaktı. Arabadan indiğinde silahlı bir genç tarafından saldırıya uğradı. Kanlar içinde yere yığıldı. Kurşun, dalağını parçalamıştı, Hayat ile ölüm arasındaki ince çizgideydi.

    Bingöl devlet hastanesine, oradan da gerekli teçhizat yok(!) denilerek Elazığ devlet hastanesine sevk edildi. Saldırının duyulması üzerine Ankara'dan Alparslan Türkeş devreye girip hemen uçakla Ankara'ya getirtti.
    Şehit adayı Hikmet Tekin burada tedavi edilerek ölümden döndü. Şehitlik mertebesine kavuşmasına daha bir sene vardı.
    iyileştikten sonra Alparslan Türkeş, Hikmet Tekin'e ölümden döndüğünü, Bingöl'e dönmesinin tehlikeli olacağını, Almanya'ya gidip Türk federasyonun başına geçmesini teklif etmişti.
    Fakat Hikmet Tekin ona güvenen insanları yarı yolda bırakmanın doğru olmayacağını söyleyerek bu teklifi geri çevirmişti.
    Delikanlı çağında belediye başkanı olan Hikmet Tekin, zorluklar içerisinde, kelle koltukta hizmet etmeye çalışıyordu.
    29 yaşındaydı. 1979 yılı ramazan ayıydı.

    iftar için gittiği Bingöl'ün Genç ilçesinden yatsı namazı sonrası annesi, kardeşi ve yeğenleriyle Bingöl'e dönerken dönemin pkklı teröristleri tarafından çapraz ateşe tutularak pusuya düşürülüp şehit edildi.
    Gözünü kan bürümüş katiller, Hikmet Tekinle birlikte kardeşi Ahmet'in ve Hümriye annemizin de kanını dökmüşlerdi. Yeğenlerinden ikisi o hengâmede kaçarak kurtulmuşlar, biri de öldü zannedilerek kızıl kurşunlardan kurtulmuştu.
    Saldırıdan sonra şehit meydanına dönen arabaya ilk ulaşanlar, şehitleri arabadan çıkarırken Hümriye annemizin hiç elinden düşürmediği tesbihinin, parmaklarının arasında adeta bir şehide sarılmış olmanın sevinciyle hâlâ elinde olduğunu görmüşlerdi.
    Mücahit maddeye yapar akını,
    Devrimci soygundan tutar yükünü,
    Biz toprağa verdik; Hikmet Tekin'i
    Kotil'in, Zana'nın bayramı nasıl?
    (Abdurrahim Karakoç)

    Ecevit hükümeti şehitlerin cenaze törenine dahi izin vermeyerek sabah vakti gizlice defin işlemini gerçekleştirdi.
    Bir sonraki seçimlerde Bingöl'de yeniden milliyetçiler belediye başkanını kazandı.
    0 ...