Merhaba bunu okuyacak olan güzel insanlar, yazacağım şeyin sözlük formatına uygun olmadığını biliyorum ama yine de içimi dökmek istedim; belki de "o"na söyleyemediğim şeyleri buraya yazarsam biraz daha rahatlarım gibi geldi bilmiyorum.
"O" bu Elin Oğlu programındakilerden birisi, eski sevgilim falan da değil onu da belirteyim. Ben yıllardır Mecidiyeköyde ki Parıltı derneğinden eğitim alan görme engelli biriyim, bunu o da biliyor ama sizin için yazmak istedim. Birkaç gün önce "O" nun bizim derneğin olduğu binada çalıştığını (bizim dernek üç, onun çalıştığı yer birinci katta) öğrendim ve "derneğe gidince oraya da uğrar sorarım, hatta belki onunla karşılaşırım" diye düşündüm. Bugün derneğe gittim, benim gibi görme engelli öğretmenimle biraz sohbet ettikten sonra ona anlattım, zaten beyaz baston ile bağımsız yaşam dersi çalışıyorduk ve "Tabii, gel inip soralım" dedi. Birinci kata indik, görevli kadına ((bayan diyesim gelmedi, üzgünüm) onun burada çalışıp çalışmadığını sordum. Kadın sanki neden bu kadar çirkinsiniz demişim gibi, ya da ne bileyim çok aşşağılayıcı bir şey söylemişim gibi "O mu? " dedi. "O gitti buradan, gitti, ayrıldı anlıyor musunuz, ayrıldı, siz de gidin, yok işte! "
Ama nasıl bağırıyor, anlatamam. Sağır olsaydık bile duyardık dediklerini. Ben bayağı korktum, hem göremiyorum bir şey yapmak istese rahatlıkla yapar hem de sadece evet-hayır cevabı bekliyordum sadece yani bu değildi beklediğim. Korkudan orada birkaç saniye duraksadım, kadın beni de belki de kendisinden bile büyük görme engelli öğretmenimi de resmen iterek kapıya kadar götürdü. Hani görmeyen birinin omzundan tutarsınız, yol gösterirsiniz ya öyle değil, bildiğiniz ittirdi işte. Biz şaşkınca merdivenleri çıkmaya başladık, kadın arkamızdan hala bağırıyordu.
Ne olurdu sadece "Hayır, o kişi artık burada çalışmıyor" deseydin abla? Ne gerek vardı bizi korkutmaya, üzmeye?
Ben konuşmak istediğim kişiyle asla konuşamayacak olmanın üzüntüsüyle derslerime devam ettim, o kadın ben eve gitmek için annemle merdivenlerden inerken yine bir şeyler mırıldandı.
Ben sadece birisiyle görüşmek istemiştim, onu da geçtim sadece bir evet ya da hayır cevabı istemiştim!