devletin bütün imkanlarına sahip olmalarına rağmen kandırılmalarını, kandırıldık demelerini bir derece hazmedebiliriz.
hazmedebiliriz de kardeşim işin ucu kendilerine dokunduğu anda "ayıktık" demelerini nasıl içimize sindirelim?
baykal'ın kaseti ortaya atıldığında "bu özel değil genel" diyen, mhp'nin kasetleri ortaya saçıldığında sessiz kalan adamın, kendi kasetleri dökülmeye başlanınca "bunlar terörist" demesini nasıl samimi bulalım?
balyoz'un, ergenekon'un savcısı değil miydi bu kandırılan şahıs? şimdi biz buna nasıl inanalım?
düşürülen rus uçağına vurun talimatını ben verdim demedi mi bunun başbakanı? şimdi biz yarın hakkında nasıl kaygı duymayalım?
bu ülkede gerçekten hukuk ve adalet olsaydı bahsedildiği gibi yargılanırdı bu adamlar.
bir suça alet olmak ve doğru ya da dolaylı yoldan yüz binlerce hatta belki de milyonlarca insanın hayatını karartmak "kandırıldım" deyip de içinden sıyrılacak bir suç değil.
belirttiğim komplolara, belirttiğim kumpaslara bir ses verseydin, o zaman samimiyetine inanabilirdik belki.