Sen yapmışsındır veya bir başkası da yapmış olabilir o eylemi. Öyle bir eylem ki bir daha aynı şeyi tekrar denemeye cesaret edemeyeceğin bir duyguya kapılmışsındır. Bu bir yenilgi veya başka bir duygu olabilir. Ama sonucu senin aynı şeyi tekrar etmeni engelleyecektir. Hayal kırıklığı aslında insanın kendisine öyle bir haksızlık yapmasına sebebiyet verir ki böyle bir haksızlığı başka insanlar sana yapmak isteseler onlara kızarsın ama kendi kendine bilmeden yaptığın için farkına bile varmazsın. Birşeyler hayal etmişsin ve uygulamaya çalışmışsındır ama olmamıştır. Kendinle hesaplaşıp kendini eleştirip içini paramparça edersin bazen bu hayal kırıklığından sonra. Bu hayal kırıklığını sen kendine yaşatmamış olabilirsin, başka biri de yaşatmış olabilir. Güvenini ayaklar altına alıp senin onun hakkındaki hayallerini yıkmış olabilir. Ne zordur öylesi! "güvendiğim dağlara kar yağdı" dersin. Sonuç hayal kırıklığıdır. Tekrar başlayamamak en boktan tarafıdır hayal kırıklığının. Öyle bir lanet şeydir ki; o kırgınlığın bir kez yaşanması sanki defalarca yaşanacağı duygusunu oluşturur insanda. Hele hele ciddi üzüntülere boğmuşsa seni bu hayal kırıklığı tekrar denemek bir tarafa tekrar denemeyi aklının ucundan bile geçirmeyip etrafındaki insanlara da hayat tecrübesi olarak kendi hayal kırıklıklarını pompalarsın. Herkes aynı hayal kırıklığını yaşasın ve senin gibi bir hayal kırıklığı duvarı sebebiyle felç olsun diye. Aslında bu anlamda ümitsizlik bulaşıcıdır. Kişiden kişiye bulaşıp bütün bir toplumu sarabilir. Hayal kırıklığına uğrayan insanlar bunun ajanlığını yaparlar.