camiye giden solcu

entry96 galeri
    35.
  1. iran devrimi öncesinde yaşanmış bir hadisedir. nedeni ise şahın rahat bıraktığı tek mekanlardır camiler. iran'daki modernlik hareketlerine ve liberalleşme sürecine karşı olan sağcıları ve solcuları birleştirmiştir bu seküler yapı(laik değil, ikisi ayrı kavramlar). şahı devirme planları ve propaganda aracı olarak kullanılmıştır camiler. lakin sonrasında sağcılardan hayatının kazığını yemiştir iran'daki solcular tabi, o ayrı bir hadise.

    ayrıyetten sosyalist diyemeyeceğimiz ama kendini (bkz: sosyal milliyetçi)(nazizm değil, onun öncüsü bir görüş olmakla birlikte hitler'in bokunu çıkartmamış hali diyelim) olarak tanımlayan mustafa kemal de zamanında camiye gitmiş, hutbeler okutmuş, camileri ve hocaları kurtuluş savaşına destek olması için arkasına almıştır. m. kemal'in taktik başarısı ise saltanat devrildikten sonra ortaya çıkar iran devrimi'ne kıyasla, çünkü şah'ın hatası olan sekülerliğin suistimale uğrayacağını daha 20'lerde sezen atatürk laiklik ilkesini anayasaya koydurur ve dinin insanların vicdanında olması gereken bir olgu olmakla birlikte çeşitli düşman düşüncelerin tekeline alınmaması için devletin kontrolünde olması gerektiğini beyan eder (bkz: diyanet işleri başkanlığı). bu konuda sovyet rusya'nın keskin çizgisinden de farklı düşünür, dini insanların aklından bir anda söküp atmanın mümkün olmadığını ve baskının insanları daha çok dine bağlayabileceğini söyler ve bunun için dini kontrol altında tutup bilimselliğin, diyalektiğin geliştirilmesi gerektiğini (bkz: köy enstütüleri) savunur**. diğer bir deyişle bu konuda devrimi değil evrimi savunur, devletin elinin altında birkaç cami bulundurulması gerektiğini düşünür. tabi m. kemal'in ölümünden sonra sovyetlerle arada oluşan gerginlik ve bu gerginlikle birlikte devletin dine birinci dereceden müdahaleleri, dini siyasete alet etme fikriyle o'nun da bu teorisi bir bakıma çökmüştür günümüzde. nerden girdik nerden çıktık yalnız, hey maşallah*.
    2 ...