train de vie

entry11 galeri
    5.
  1. --spoiler--
    - daha çok var mı golda nine?
    + evet tatlım, var..,
    - dünya da kutsal olan tek bir yer mi var?
    + hayır aslında haklısın yavrum; dünyanın her tarafı kutsal olmalıydı...

    insanoğlu isteseydi eğer; kutsal topraklar bu kadar uzak olmazdı...

    asla olmazdı...
    --spoiler--

    filmde üç şey karşı karşıya geliyor, sondan başlayalım;

    farklı iki geleneğin müziği karşılaşıyor, yani "sanat"!
    sonuç... muhteşem bir "cümbüş"!

    ondan önce de birbirine neredeyse büsbütün "zıt" hayatlar yaşayan, büsbütün "farklı" iki toplum karşılaşıyor;
    yahudiler...
    ve çingeneler...
    sonuç: dostane bir kucaklaşma! birlik ve beraberlik bilinci...

    biraz daha başlarına saralım filmi, evet; iki farklı "fikir" karşılaşıyor...
    yahudilik...
    ve komünizm...
    sonuç: köylüler birbirine giriyor... çatışma, anlaşmazlık, ayrımcılık, karmaşa...
    ve köyün delisi, "yaşam tireni" nin fikir babası olan schlomo konuşuyor...

    "komünist genç" ve "sahte" nazi, "özde" yahudi olan "komutan" kavgaya tutuşur yahudilerin ibadet gününde, schlomo araya girer;

    --spoiler--
    schlomo: ne vuruyorsunuz!
    tanrı varmış yokmuş bunun ne önemi var ki?
    hiç kendinize sordunuz mu "insanlık" diye bir şey var mı, yok mu diye?

    komutan: schlomo! Sen çık aradan lütfen...

    golda nine: bırakın konuşsun! Evet, konuş schlomo, devam et!

    schlomo: tanrı insanoğlunu suretinden yaratmış...
    ne güzel!
    "schlomo"! tanrı nın resmi!
    ama bu sözleri tevrata kim yazmış?
    insanoğlu! tanri değil;
    insanoğlu!
    bir şekilde kendisini tanrının yerine koymuş...
    beklide böyle olmasını tanrının kendisi istemiştir...
    ama insanın, tanrı nın oğlunun;
    her şeyi yaşayarak öğrenmesine tanrı karar vermiştir...

    haham: şunu bir daha söyleyebilir misin?

    schlomo: insanoğlu, korkularından kurtulabilmek için tevrat ı yazmış...
    tanrı falan pek umrunda değilmiş...

    haham: schlomo... zaten yeterince sorunumuz var...

    schlomo: haham efendi, tanrıyı sevmesekte ona dua ederiz...
    ya da daha iyisi, dünyevi varlığımıza yardım etmesi için yalvarırız...
    tanrı bizim umurumuzda değil;
    biz sadece kendimizi düşünüyoruz...
    aslında soru tanrı nın var olup olmadığı değil;
    "ben var mıyım?", soru bu...
    "ben!"
    --spoiler--

    farklı iki "insan" ve "kültür" karşılaştığında gökkuşağı güzelliğinde bir sentez oluşurken, neden "fikirler" karşılaştığında ortalık savaş alanına dönüyor?

    ismini hatırlayamadığım bir yazarın şöyle bir sözü vardı;
    "insanlar düşünmeye başladığında, tanrı onlara güler."

    oysa daha etkili bir şeyler yazmak isterdim bu entry nin sonu için; yazarın tam olarak böyle deyip demediğinden bile emin değilim...

    kimin umurunda?

    fikri olan?
    ...
    2 ...