kendi halinde o tezgah senin, bu tezgah senin (hadi o da senin olsun)
"oh ne güzel bahar geldi, yemyeşil ortalık" diyerek, havuç bulmuş tavşan gibi potur potur dolaşırken gözü tırmalayan, bütünlüğü bozan bir ayrıntı olarak dikkati çekmiş olan kadındır.
zorlan. gözün içine içine. elini böyle silgeç gibi gözünün önünde hareket ettirsen de değişmez manzara bazen. bunu bilerek böyle gereksiz bir hareketi herkesin ortasında yapmazsın zaten. bi'de şu var; insan farkı fakedince incelemeden geçmez, kendimden biliyorum desem abartmış olmam.
işte tam elma tezgahına vardığım vakit, yandaki ot satan teyzeyle lakırdı halinde yakaladım kendisini. ister istemez.
saçlardan başladım incelemeye bukle bukle fönlü, saçların arasından görülebilen cami avizesi gibi küpeler, kotun üstüne kaplan derisi desenli saten bir göynek, altı bağcıklı bol olanlardan.
neyse böyle dalmış bakarken,
"ne bakıyorsun iki saattir bok mu var?" diye bir bağırış. aman, bide çirkef çıktı mı bu?, (inanmak istemedim bir an farkedildiğime), hemen bir çark edeyim, bakışımı kaçırayım derkene,
son olarak ayaklarına takılmasın mı gözüm, taşlı lame ayakkabılar. yanlışlıkla gözlerimi ayakkabılardan ayıramayarak "aaaaa!!" demez miyim orda. allahtan "ayakkabılara bak" gibi belirgin bi laf çıkmış değil ağızdan henüz. ani bir hızla yüzüne bakıp, kafanın hızına gözler yetişemediği için yavaşca normale dönen şehlalıkla, "aaaa" nın devamını,
"ne alakası var?, ben otlara bakıyordum, otlar kaça teyze? neyse pas geç sen bu soruyu, ver amca ordan bir kilo elma daha, bir kilo da portakal, ver ordan fasulye de ver, ne varsa ver sen, hepsinden üçer beşer tane toplam bir kilo olsun aynı poşette, ayarla işte."
ortam sakinlerini, ortam şahitlerini, laf salatasıyla ortam şaşkınlarına çevirdikten sonra, bozuk psikoloji numarası ekleyerek,
"tamam amca bırak ya bırak, hiçbişey istemiyorum tamam mı, vazgeçtim." "gelmeyin üstüme yaa, gelmeyin!!!."
diyerek ağlıyormuş gibi yapıp, ayakların üzerinde yaylana yaylana ters istikamete vınnnn.
editle gelen çıkaralıcak ders:
rüküşlük bir tarzdır ve ne olursa olsun bir insana, sanki ilk kez uzaylı görmüş dünyalı gibi bakılmamalıdır.