yatay düzlemde ele alınan bir şemada rahatça incelenebilir, şöyle ki;
1920' lerde tepeden inme bir devrim olan kemalizm düzeni türkiye' ye girmiş ve zaman içinde türklere, türk olma bilinci kazandırılmıştır. bu tarihe gayetle yakın bir tarihte, osmanlı devleti' ne ilk batılı esintileri ve parlementoyu getiren ittihat ve terakki cemiyeti, pan turk ideolojileri ile, kafkaslara ve orta asyaya saldırmak gibi, nispeten hayalci idelerin peşinde koşturmuşlardır.
insanları osmanlılık şemsiyesi altında birleştirmeye çabalayan bu zihniyet, ne yazık ki balkan savaşları sonrasında, bulgaristan ve yunanistan gibi ülkelerin, karşıt ideoloji olan: panslavizm idesine yenik düşüp, ayrılması üzerine söz konusu ittihatçi hayal ürünü için tarihçiler: ''patladı behçet!'' deyimini kullanmaktadırlar.
sonrasında, birinci dünya savaşı ile yine ittihatçılardan enver paşa' nın alman hayranlığı üzerine almanya ile savaşa giren osmanlı devleti, sultan beşinci mehmet reşat' ın araplara, cihat çağrısı yapması ile yeni cepheler ümidine gebe olmuştur. ancak, yapılan cihat çağrısına, hristiyan ingilizlerle mac mahon antlaşması yapıp, itilaf devletleri yanında, bir başka müslüman ağırlıklı ülke, osmanlı' ya karşı savaşınca, dünya üzerinde dünyevi halifelik sona ermiştir. etkisiz, hiç bir işe yaramayan bir doğu masalı, bir arap efsanesine dönüşmüştür. solayısıyla, ikinci halka olan islamcılık halkası da çökmüştür... hayır!!! çökmemiştir işte. bu halkalardan, insanları en fazla uysallaştıran ve demografik yapı ile yakın ilişkiler içine girdikten sonra, onlara devlet için var oldukları fikrini aşılayan bir köleler imparatorluğu ütopyası...
batılı emperyalistler, türklerin mustafa kemal atatürk ile birlikte, siyasi reformlar gerçekleştirip, dini reformlarda yalnızca kamusal alanlarda reformist davrandığını görmüş ve bu ülkenin bağrında yatan büyük yobazlıktan, ümmetçilik bağımlılığından haberdar olmuştur.
bunu ta o zamanlar gören wilson' ın vasiyeti doğrultusunda abd emperyalizmi, ümmetleştirdikten sonra, köleleştireceği bir topluluğun fantazisiyle yanmaya başlamıştır.
zamanlar geçmiş ve çok partili siyasi rejim geldikten sonra, türkler dini tekrar siyasete alet etmeye ve böylece oy depoları yaratmaya başlamışlardır.
bunun için, nurculardan, sait nursi' nin post-modern öğrencilerinden yardım alan çeşitli sağ tandanslı politikacılar, msp gibi siyasi oluşumlarla, cuma namazlarından oy toplama gailesine düşmüşlerdir. ancak, henüz batıdan ithal ettikleri bir itelijans olmadığı için, daha çok vahşet eğilimli görülen bu tarz oluşumlar, ülkenin katı-laik kurumlarınca kapatılmıştır. ancak 11 eylül' den sonra hız kazanan 3.dünya savaşı yolunda, çin ve rusya bloğuna adam kaptırmak istemeyen abd bloğu, türkiye' yi ümmetleştirip kaynak, üs ve savaş alanı haline de getirebileceği bir küresel güç odağı damızlığına evirtmek için fethullah gülen endeksli, rte damgalı hareketler başlatmıştır. ülkedeki solcularında sayısının azlığı ve örgütlü olmamalarından faydalanan bu oluşum siyasi bir terör yaratarak, bilgisayar oyunlarının da faydalarıyla, halkta umutsuzluk siyasetini güderek başa gelmişlerdir.
bu, türk' ün köleleştirilmesindeki en büyük adımdır, simgeside: türban adı verilen, fransız bohemlerinin fantazi aracı olarak kullandıkları, olmayan bir alaaddin hikayesi metasıdır.